Siracınnûr | Yirmibeşinci Lema | 32
(21-44)

ON ALTINCI DEVA: Ey sıkıntıdan şekva eden hasta! Hastalık, hayat-ı içtimâîye-i insaniyede en mühim ve gâyet güzel olan hürmet ve merhameti telkin eder. Çünkü insanı vahşete ve merhametsizliğe sevkeden istiğnadan kurtarıyor. Çünkü:

sırriyle, sıhhat ve afiyetten gelen istiğnada bulunan bir nefs-i emmâre, şayan-ı hürmet çok uhuvvetlere karşı hürmeti hissetmez. Ve şayan-ı merhamet ve şefkat olan musîbetzedelere ve hastalıklılara merhameti duymaz. Ne vakit hasta olsa, o hastalıkta aczini ve fakrını anlar, lâyık-ı hürmet olan ihvanlarına ihtiram eder. Ziyaretine gelen veya ona yardım eden mü’min kardeşlerine karşı hürmeti hisseder. Ve rikkat-ı cinsiyeden gelen şefkat-ı insaniye ve en mühim bir haslet-i İslâmiye olan musîbetzedelere karşı merhameti hissedip, onları nefsine kıyas ederek, onlara tam ma’nasiyle acır, şefkat eder, elinden gelse muavenet eder, hiç olmazsa duâ eder, hiç olmazsa şer’an sünnet olan keyfini sormak için ziyaretine gider, sevab kazanır.

ON YEDİNCİ DEVA: Ey hastalık vasıtasiyle hayrat yapamamaktan şekva eden hasta! Şükret, hayratın en hâlisinin kapısını sana açan, hastalıktır. Hastalık mütemadiyen hastaya ve lillâh için hastaya bakıcılara sevab kazandırmakla beraber, duânın makbûliyetine en mühim bir vesiledir.

Evet, hastalara bakmak ehl-i iman îçin mühim sevabı vardır. Hastaların keyfini sormak, fakat hastayı sıkmamak şartiyle ziyaret etmek, Sünnet-i Seniyedir; kefaretü’z-zünub olur. Hadîste vardır ki: “Hastaların duâsını alınız, onların duâsı makbûldür.” Ba’husus hasta, akrabadan olsa, husûsan peder ve vâlide olsa, onlara hizmet mühim bir ibâdettir, mühim bir sevabdır. Hastaların kalbini hoşnud etmek, teselli vermek, mühim bir sadaka hükmüne geçer.

Bahtiyardır o evlât ki; peder ve vâlidesinin hastalık zamanında, onların seriü’t-teessür olan kalblerini memnun edip hayır duâlarını alır. Evet, hayat-ı içtimâîyyede en muhterem bir hakîkat olan peder ve vâlidesinin şefkatlerine mukabil, hastalıkları zamanında kemâl-i hürmet ve şefkat-i ferzendane ile mukabele eden o iyi evlâdın vaziyetini ve insaniyetin ulviyetini gösteren o vefâdar levhaya karşı, hatta melâikeler dahi Maşaallah, Barekâllah deyip alkışlıyorlar.

Ses Yok