Siracınnûr | Denizli Müdafaanamesi | 219
(180-248)

Biz, îmanımızı kurtarmağa çalışacağız. Umum ehl-i îman dahil oldukları ve üç yüz milyondan ziyâde efradı bulunan, bir mukaddes cemâat-i İslâmiyeden başka, mabeynimizde medâr-ı bahs olmadığını ve Kur’ân’da “Hizbullah” nâmı verilen ve umum ehl-i îmanın uhuvveti cihetiyle kendimizi, Kur’ân’a hizmetimiz için Hizbü’l-Kur’ân, Hizbullah dâiresinde bulmuşuz.

Eğer kararnâmede bu ma’nâ murad ise, bütün ruhumuzla, kemâl-i iftiharla itiraf ederiz. Eğer başka ma’nalar murad ise, onlardan haberimiz yoktur.

İkinci Madde: Kararnâmenin itirafiyle, Kastamonu zâbıtasının rapor ve tasdikiyle, hiç neşrolunmıyacak tarzda odun ve kömür yığınları altında ve mıhlı sandıklarda bulunan ve Eskişehir mahkemesinin tedkikinden ve tenkidinden geçen ve bir hafif cezayı çektiren ve kat’iyyen mahrem tutulan “Tesettür Risâlesi” ve “Hücumat-ı Sitte ve Zeyli” risâlesi gibi kitaplardan ba’zı cümlelerine yanlış ma’nâ vererek, dokuz sene evvelki zamana bizi götürüp, cezasını çektiğimiz suç ile mes’ul etmek istiyor.

Üçüncü Madde: Kararnâmede kaç yerinde: “Devletin emniyetini ihlâl edebilir veya yapabilir.” gibi tâbirlerle imkânât, vukuat yerinde istimâl edilmiş. Herkes, mümkündür ki bir katl yapsın, bu imkân ile mes’ul olabilir mi?

Mevkuf

Said Nursî


Ses Yok