Şualar | Yedinci Şuâ | 180
(103-191)

her sene âlem-i gaybtan levazımat-ı insaniye ve hayatiyenin yüz bin çeşitlerinden en güzellerini içine alarak yüklenmiş bir nev’i sefine veya şimendifer gibi ve her baharı ise, erzak ve elbisemizi taşıyan bir vagon hükmünde olarak bizlere gönderir. Bizi gâyet rahîmane beslettirir. Ve bütün o hediyelerden, o ni’metlerden istifade etmemiz için bize de yüzlerle ve binlerle iştihalar, ihtiyaçlar, duygular, hissiyatlar, hisler vermiş.

Evet, Âyet-i Hasbiye’ye dâir olan Dördüncü Şuâ’da îzah ve isbat edildiği gibi, bize öyle bir mide vermiş ki; hadsiz taamlardan lezzet alır. Ve öyle bir hayat ihsân etmiş ki; duygulariyle -bir sofra-i ni’met gibi- koca cismânî âlemde, hadsiz ni’metlerinden istifade eder. Ve öyle bir insaniyet bize lûtfetmiş ki; akıl ve kalb gibi çok âletleri ile hem maddî, hem ma’nevî âlemin nihayetsiz hediyelerinden zevk alır. Ve öyle bir İslâmiyet bize bildirmiş ki; âlem-i gayb ve âlem-i şehâdetin nihayetsiz hazinelerinden nur alır. Ve öyle bir îman hidayet etmiş ki; dünya ve âhiret âlemlerinin hasra gelmez envârından ve hediyelerinden tenevvür edip müstefid eder. Güya rahmet tarafından bu kâinat hadsiz antika ve acîb ve kıymetli şeylerle tezyin edilmiş bir saraydır. Ve bütün o saraydaki hadsiz sandıkları ve menzilleri açacak anahtarlar insanın ellerine verilmiş ve bütün onlardan istifade ettirecek olan ihtiyaçlar, hissiyatlar insanın fıtratına verilmiş.

İşte böyle dünyayı ve âhireti ve herşeyi kaplamış bir rahmet, elbette (o rahmet) Vâhidiyet içinde bir ehadiyetin cilvesidir.

Yâni, nasılki Güneşin ziyâsı, mukabilindeki umum eşyayı ihâta etmesi ile vâhidiyete bir misal olduğu gibi, parlak ve şeffaf her bir şey dahi −kabiliyetine göre− Güneşin hem ziyâsını, hem hararetini hem ziyâsındaki yedi rengini, hem aks-i misalini almakla ehadiyete bir misal olduğundan elbette o ihâtalı ziyayı gören adam “Arzın Güneşi vâhiddir, birtektir.” diye hükmeder. Ve her parlak şeyde hatta katrelerde Güneşin ışıklı, hararetli aksini müşâhede eden o adam, Güneşin ehadiyetini, yâni bizzât Güneşi −sıfatlariyle− “her şeyin yanındadır ve her şeyin âyine-i kalbindedir.” diyebilir.

Dinle
-