Şualar | OnDördüncü Şuâ | 422
(384-508)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Sobamın ve Feyzilerin ve Sabri ve Husrev’in iki su bardakları parça parça olması, dehşetli bir musîbet geldiğini haber vermiştiler. Evet, bizim en kuvvetli nokta-i istinâdımız olan hakîki tesanüd ve birbirinin kusuruna bakmamak ve Husrev gibi Nur kahramanından -benim yerimde ve Nur’un şahs-ı ma’nevîsinin çok ehemmiyetli bir mümessili olmasından- hiç bir cihetle gücenmemek elzemdir. Ben kaç gündür dehşetli bir sıkıntı ve me’yusiyet hissettiğimden “Düşmanlarımız bizi mağlûb edecek bir çâre bulmuşlar” diye çok telâş ederdim. Hem sobam, hem hayalî ayn-i hakîkat müşâhedem doğru haber vermişler. Sakın, sakın, sakın!.. Çabuk bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz. Vallahi bu hâdisenin bizim hapse girmemizden daha ziyâde Kur’ân ve îman hizmetimize -husûsan bu sırada- zarar vermek ihtimâli kavîdir.

Said Nursî


* * *


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

“Leyle-i Mi’rac” ikinci bir “Leyle-i Kadir” hükmündedir. Bu gece mümkün oldukça çalışmakla kazanç birden bine çıkar. Şirket-i ma’nevîye sırriyle, inşâallah herbiriniz kırkbin dil ile tesbih eden ba’zı melekler gibi, kırkbin lîsan ile bu kıymetdar gecede ve sevabı çok bu çilehânede ibâdet ve duâlar edeceksiniz ve hakkımızda gelen fırtınada binden bir zarar olmamasına mukabil, bu gecedeki ibâdet ile şükredersiniz. Hem sizin tam ihtiyatınızı tebrik ile beraber, hakkımızda inâyet-i Rabbânîye pek zâhir bir sûrette tecelli ettiğini tebşir ederiz.

Said Nursî


* * *
Ses Yok