Şualar | OnDördüncü Şuâ | 440
(384-508)

Aziz, Sıddık, Sarsılmaz, Telaş Etmez, Âhireti Bırakıp Fâni Dünyaya Dönmez Kardeşlerim!

Bir parça daha burada kalmaktan, mes’elemizi bir derece genişlendirmek istemelerinden mahzun olmayınız. Bilakis benim gibi memnun olunuz. Mâdem ömür durmuyor, zevale koşuyor. Böyle çilehânede, uhrevî meyveleriyle bâkileşiyor. Hem Nur’un ders dâiresi genişliyor. Meselâ; ehl-i vukufun hocaları, tam dikkatle Sirâcınnûr’u okumağa mecbûr oluyorlar. Hem bu sırada çıkmamızla, bir-iki cihetle hizmet-i îmaniyemize bir noksan gelmek ihtimâli var. Ben sizlerden şahsen çok ziyâde sıkıntı çektiğim halde çıkmak istemiyorum. Siz de mümkün olduğu kadar sabır ve tahammüle ve bu tarz-ı hayata alışmağa ve Nurları yazmak ve okumaktan teselli ve ferah bulmağa çalışınız.

Said Nursî


* * *


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: Yanımda bulunan yeni harfle müdâfaatın âhirindeki cedvelden iki tanesini, ehl-i vukufa cevabla beraber Diyânet Riyâseti’ne ve Ankara’nın Ağır Ceza Mahkemesine göndermek için lüzum varsa size göndereceğim. Hem ehl-i vukufa cevabın bir sûreti buradaki mahkemeye verilsin.

Sâniyen: Mes’elemizi genişlettirmeleri hayırdır. Şimdiye kadar kıymetini düşürmek fikriyle zâhiren küçük, ehemmiyetsiz gösterip gizli çok ehemmiyet veriyordular. Şimdi bu vaziyet, inşâallah hizmet-i îmaniye ve Kur’ânîye daha ziyâde hayırlı ve fâideli olacak.

Said Nursî


* * *
Ses Yok