Şualar | OnDördüncü Şuâ | 443
(384-508)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim Re’fet, Mehmed Feyzi, Sabri!

Ben şiddetli bir işâret ve ma’nevî bir ihtarla sizin üçünüzden, Risâle-i Nur’un hâtırı ve bu bayramın hürmeti ve eski hukukumuzun hakkı için çok rica ederim ki, dehşetli yeni bir yaramızın tedâvisine çalışınız. Çünkü, gizli düşmanlarımız iki plânı tâkib edip biri, beni ihânetlerle çürütmek; ikincisi, mâbeynimize bir soğukluk vermektir. Başta Husrev aleyhinde bir tenkid ve itiraz ve gücenmek ile bizi birbirimizden ayırmaktır. Ben size ilân ederim ki; Husrev’in bin kusuru olsa ben onun aleyhinde bulunmaktan korkarım. Çünkü; şimdi onun aleyhinde bulunmak, doğrudan doğruya Risâle-i Nur aleyhinde ve benim aleyhimde ve bizi perişan edenlerin lehinde bir azîm hıyânettir ki, benim sobamın parçalanması gibi acib, sebebsiz bir hâdise başıma geldi. Ve bana yapılan bu son işkence dahi bu ma’nasız ve çok zararlı tesanüdsüzlüğünüzden geldiğine kanaatım var. Dehşetli bir parmak buraya, husûsan altıncıya karışıyor. Beni bu bayramımda ağlatmayınız, çabuk kalben tam barışınız.

Said Nursî


* * *


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ben bugün yalnız iki-üç kardeşimizin tahliyelerini isterdim. Fakat hakkımızdaki inâyet-i İlâhîye onların menfaati için geri bıraktı. Ve yirmi gün kadar, bizim bu vaziyetimiz lâzım ve elzemdir.

Ses Yok