Şualar | OnDördüncü Şuâ | 444
(384-508)

Çünkü bu bayramda beraber bulunmamız hem bize, hem Nurlara, hem hizmetimize, hem ma’nevî ve maddî istirahatımıza ve hacıların duâlarından tam bir hisse almamıza ve Ankara’ya gönderilen Risâle-i Nur’un müsadereden kurtulmasına ve bizim mazlumiyetimize acıyıp Nurlara sarılanların çoğalmasına ve hazır büyük hatalara rıza ile vatan ve millet ve din hâinlerine dehâlet etmediğimize bir hüccet olması lâzımdı.

Said Nursî


* * *


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ehl-i vukufun insafsızca ve hâtâlı ve haksız tenkidleri, Vehhâbîlik damariyle İmam-ı Ali’nin (Radıyallahu Anhü) Nurlarla ciddî alâkasını ve takdirini çekemeyerek ve geçen sene zemzem suyunu döktüren ve bu sene haccı men’eden evhâmın te’siri altında o yanlış ve hasudâne itirazları “Beşinci Şuâ”a etmişler. Bu sırada, böyle evhamlı ve telaşlı bir zamanda, bizim için en selâmetli yer hapistir. İnşâallah Nurlar, hem kendimizin, hem kendilerinin serbestiyetini kazandıracaklar. Mâdem emsalsiz bir tarzda, çok ağır şerâit altında, pek çok muarızlar karşısında bu derece Nurlar kendilerini okutturuyorlar.. talebelerini hapiste çeşit çeşit sûretlerde çalıştırıyor, perişaniyetlerine inâyet-i İlâhîye ile meydan vermiyorlar; biz bu dereceye kanaat edip şekva yerinde şükretmekle mükellefiz. Benim bütün şiddetli sıkıntılara karşı tahammülüm bu kanaattan geliyor. Vazife-i İlâhîyeye karışmam.

Said Nursî


* * *
Ses Yok