Evet nasılki küfür, mevcûdâta karşı bir tahkirdir; terk-i ibâdet dahi, kâinatın kemâlâtını bir inkârdır. Hem Hikmet-i İlâhîyyeye karşı bir tecavüz olduğundan, dehşetli tehdide, şiddetli cezaya müstehak olur.
İşte bu istihkakı ve mezkûr hakîkatı ifade etmek için, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân; mu’cizane bir sûrette o şiddetli tarz-ı ifadeyi ihtiyar ederek, tam tamına hakîkat-ı belâğat olan mutabık-ı muktezâ-yı hale mutabakat ediyor.
İkinci Sual: Tabiattan vazgeçen ve îmana gelen zât diyor ki:
Her mevcûd, her cihette, her işinde ve her şeyinde ve her şe’ninde Meşiet-i İlâhîyyeye ve Kudret-i Rabbânîyeye tâbi olması, çok azîm bir hakîkattır. Azameti cihetinde dar zihinlerimize sıkışmıyor. Halbuki gözümüzle gördüğümüz bu nihayet derecede mebzuliyet, hem hilkat ve îcad-ı eşyadaki hadsiz sühûlet, hem sâbık bürhanlarınızla tahakkuk eden vahdet yolundaki îcad-ı eşyada nihayet derecede kolaylık ve suhûlet, hem nass-ı Kur’ân ile beyân edilen
gibi Âyetlerin sarahaten gösterdikleri nihayet derecede kolaylık, o hakîkat-ı azîmeyi, en mâkbul ve en ma’kûl bir mes’ele olduğunu gösteriyorlar. Bu kolaylığın sırrı ve hikmeti nedir?
Elcevab: Yirminci Mektubun Onuncu Kelimesi olan
beyânında, o sır gâyet vâzıh ve kat’i ve mukni’ bir tarzda beyân edilmiş... Husûsan o mektubun zeylinde daha ziyâde vuzuh ile isbat edilmiş ki; bütün mevcûdât, Sâni-i Vâhid’e isnad edildiği vakit, bir tek mevcûd hükmünde kolaylaşır. Eğer Vâhid-i Ehad’e verilmezse; bir tek mahlûkun îcadı, bütün mevcûdât kadar müşkilleşir ve bir çekirdek, bir ağaç kadar suûbetli olur. Eğer Sâni-i Hakîkisine verilse, kâinat bir ağaç gibi; ve ağaç bir çekirdek gibi ve Cennet bir bahar gibi; ve bahar bir çiçek gibi kolaylaşır; sühûlet peyda eder. Ve bilmüşahede görünen hadsiz mebzuliyet ve ucuzluğun ve her nev’in sühûletle kesret-i efradı bulunmasının ve kesret-i sühûlet ve sür’atle muntazam, san’atlı, kıymetli mevcûdâtın kolayca vücûda gelmesinin sırlarına medâr olan ve hikmetlerini gösteren yüzer delillerinden ve başka Risâlelerde tafsilen beyân edilen bir ikisine muhtasar bir işaret ederiz.