Tarihçe-i Hayat | Altıncı Kısım - Emirdağ Hayatı | 495
(453-540)

Amma şahsımın teessürü ise kat’iyyen size haber veriyorum ki; bir iki dakika asabiyetli bir teessüratıma mukabil, birden öyle bir teselli buluyorum ki, bin derece sizlerin hakaret ve ihâneti ziyâdeleşse o teselliyi kıramaz. Çünkü, Risâle-i Nur’un keşf-i kat’isiyle, dinsizlik hesabına bize hücum edenler, ebedî azablar ve haps-i münferidde îdam-ı ebedî ile ihânetini gördükleri gibi; Risâle-i Nur’la îmanını kurtaran şâkirdleri, ölümle, terhis tezkeresi ve saadet-i ebediye vesikasını alıp, ebedî bir hürmet ve merhamet ve ikrama mazhar olacaklarını, feylesofları susturan binler hüccetlerle beyân etmişiz.

Hem bu Yeni Said, Eski Said gibi kendine hürmet ve teveccüh kazanmak ve şân u şeref bulmak, kat’iyyen aleyhindedir; kabul etmez. Onun için, yirmi senedir inzivayı tercih etmiş.

Eğer, âsâyiş ve idare hesabına nüfuzunu kırmak ve umumun nazarında çürütmek için yapıyorsanız, pek büyük bir hatâ ediyorsunuz... İki sene üç mahkeme, yirmi senelik hayatımın yüz yirmi eserinde, yüz yirmi bin Risâle-i Nur şâkirdlerinden, mûcib-i ihtilâl ve medâr-ı mes’uliyet ve vatan ve millet aleyhinde hiçbir şey bulmadıklarına, beraatimizle ve Risâle-i Nur eczalarının bütününü iade etmeleriyle gösterdiği cihetle, kat’iyyen size beyân ediyorum ki; dinsizlik hesabına bizi ezen sizler; vatan ve millet ve âsâyiş ve idare aleyhinde ve anarşilik lehinde ve müthiş bir ecnebi hesabına beni sıkıştırıp, bir sarsıntı çıkarıp, o cereyanın müdahalesini istiyorsunuz... Onun için, bütün ihânet ve hakaretlerinize beş para kıymet vermem; âsâyişi idâme lehinde, sabır ve tahammüle karar verdim. Elbette dünya dâimî olmadığı gibi, hâdisatı da fırtınalı, dâima değişir. Birkaç saat cinâyetlerle, dünyevî ve uhrevî binler zakkum ve azab neticeleri var. O zaman, faidesiz yüz binler teessüf diyeceksiniz! Ben, resmî makamata ve bizimle tam alâkadar vazîfedarlara yazdığım gibi, sizin gibi bedbahtlara dahi derim: Biz, Risâle-i Nur’la, bu memleketin ve istikbâlinin en büyük iki tehlikesini defetmeye çalışıyoruz.. ve bilfiil çok emârelerle, hatta mahkemede de kısmen isbat etmişiz.

Birinci Tehlike: Bu memlekette, hariçten kuvvetli bir sûrette girmeğe çalışan anarşiliğe karşı sed çekmek.

Dinle
-