Îman ve Küfür | Onüçüncü Söz | 58
(51-68)

Binler belâ ve elemler netice verdiğini ve öyle gençler ekseriyetle suiistimal ile, israfat ile gelen evhamlı hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere veya sefâlethanelere ve mânevî elemlerden gelen sıkıntılarla meyhanelere düşeceklerini anlamak isterseniz; hastahanelerden ve hapishanelerden ve kabristanlardan sorunuz. Elbette hastahanelerin ekseriyetle lîsan-ı halinden, gençlik sâikasıyla isrâfat ve suiistimalden gelen hastalıktan eninler, eyvahlar işittiğiniz gibi; hapishanelerden dahi, ekseriyetle gençliğin taşkınlık saikasıyla gayr-i meşrû dairedeki harekâtın tokatlarını yiyen bedbaht gençlerin teessüflerini işiteceksiniz. Ve kabristanda ve mütemadiyen oraya girenler için kapıları açılıp kapanan o âlem-i berzahta -ehl-i keşfilkuburun müşahedatiyle ve bütün ehl-i hakikatın tasdikiyle ve şehadetiyle ekser azaplar, gençlik suiistimalâtının neticesi olduğunu bileceksiniz.

Hem nev’-i insanın ekseriyetini teşkil eden ihtiyarlardan ve hastalardan sorunuz. Elbette ekseriyet-i mutlaka ile esefler, hasretler ile “Eyvah gençliğimizi bâdiheva, belki zararlı zâyi ettik. Sakın bizim gibi yapmayınız.” diyecekler. Çünki, beşon senelik gençliğin gayr-i meşrû zevki için, dünyada çok seneler gam ve keder ve berzahta azap ve zarar ve âhirette Cehennem ve sakar belâsını çeken adam, en acınacak bir halde olduğu halde

Sırrıyla hiç acınmaya müstehak olamaz. Çünki zarara rızasiyle girene merhamet edilmez ve lâyık değildir.Cenâb-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın câzibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, âmîn...

Ses Yok