Siracınnûr | Dördüncü Şua | 93
(90-107)

Birden baktım ki, hadsiz kuşlar ve kuşcuklar ve sinekler ve hesapsız hayvanlar ve hayvancıklar ve nihayetsiz nebatlar, yeşilcikler ve gâyetsiz ağaçlar ve ağaççıklar dahi benim gibi lîsan-ı hal ile:

in ma’nasını yâdediyorlar ve yada getiriyorlar ki, bütün şerâit-i hayatiyelerini tekeffül eden öyle bir vekilleri var ki; birbirine benzeyen ve maddeleri bir olan yumurtalar ve birbirinin misli gibi katreler ve birbirinin aynı gibi habbeler ve birbirine müşabih çekirdeklerden kuşların yüz bin çeşitlerini ve hayvanların yüz bin tarzlarını, nebetatın yüz bin nev’ini, ağaçların yüz bin sınıfını yanlışsız, noksansız, iltibassız, süslü , mîzanlı, intizamlı, birbirinden ayrı, fârikalı bir sûrette gözümüz önünde, husûsan her baharda gâyet çabuk, gâyet kolay, gâyet geniş bir dâirede gâyet çoklukla halk eder, yapar; kudretinin azamet ve haşmeti içinde beraberlik ve benzeyişlik ve birbiri içinde ve bir tarzda yapılmaları, vahdetini ve ehadiyetini bize gösterir. Ve böyle hadsiz mu’cizatı ibraz eden bir fiil-i rubûbiyete ve bir tasarruf-u hallâkıyete müdahale ve iştirak mümkin olmadığını bildirir diyebildim.

Sonra daki da bulunan “ene”ye yâni nefsime baktım, gördüm ki: Hayvânât içinde beni dahi menşeim olan bir katre sudan yaratan yaratmış, mu’cizane yapmış, kulağımı açıp gözümü takmış, kafama öyle bir dimağ, sineme öyle bir kalb, ağzıma öyle bir dil koymuş ki, o dimağ ve kalb ve dilde rahmetin umum hazinelerinde iddihar edilen bütün rahmanî hediyeleri, attiyyeleri tartacak, bilecek yüzer mîzancıkları, ölçücükleri ve esmâ-i hüsnânın nihayetsiz cilvelerinin definelerini açacak, anlayacak binler âletleri yaratmış, yapmış, yazmış; kokuların, tatların, renklerin adedince tarifeleri o âletlere yardımcı vermiş.

Hem kemâl-i intizam ile bu kadar hassas duyguları ve hissiyatları ve gâyet muntazam bu ma’nevî lâtifeleri ve batınî hassaları bu cismimde dercetmekle beraber, gâyet san’atlı bu cihâzâtı ve cevârihi ve hayat-ı insaniyece gâyet lüzümlu ve mükemmel bu kadar âzâ ve âletleri bu vücûdumda kemâl-i hikmetle yaratmış. Tâ ki, ni’metlerinin bütün nev’ilerini ve umum çeşitlerini bana tattırsın ve ihsas etsin ve hadsiz tecelliyat-ı esmâsının ayrı ayrı zuhurlarını o duygular ve hissiyatla ve hassasiyetle bana bildirsin,

Ses Yok