Siracınnûr | Otuzüçüncü Söz | 150
(131-171)

Şimdi rüzgârlara bak ki: Sâir hakimane, kerîmane faidelerinin ve vazifelerinin şehâdetiyle gâyet mühim ve kesretli vazifelere koşuyorlar. Demek o dalgalanmak bir Sâni-i Hakîm tarafından bir tavzifdir, bir tasriftir, bir kullanmaktır. Dalgalanmaları ise, emr-i Rabbânînin çabuk yerine getirilmesine suratle çalışmaktır.

Şimdi bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara.. yerden, dağlardan kaynamaları tesadüfî değildir. Çünkü: Onlara terettüp eden âsâr-ı rahmet olan faidelerin ve semerelerin şehâdetiyle ve dağlar da bir mîzan-ı hâcetle iddiharlarının ifadesi ile bir mîzan-ı hikmetle gönderilmelerinin delâletiyle gösteriliyor ki; bir Rabb-ı Hakîmin teshîriyle ve iddihariyledir. Ve kaynamaları ise, onun emrine heyecanla imtisal etmeleridir.

Şimdi yerdeki bütün taşların ve cevahirlerin ve mâdenlerin envâına bak. Bunların tezyinatları ve menfaatlı hâsiyetleri bir Sâni-i Hakîmin tezyini ile, tertibi ile, tedbiri ile, tasviri ile olduğunu, onlara müteallik hakimane faideleri ve mesalih-i hayatiyye ve levâzımât-ı insaniyye ve hâcât-ı hayvaniyeye muvafık bir tarzda ihzarları gösteriyor.

Şimdi çiçeklere, meyvelere bak! Bunların gülümsemeleri ve tadları ve güzellikleri ve nakışları ve koku vermeleri; bir Sâni-i Kerimin, bir Mün’im-i Rahîmin sofrasında birer târife, birer dâvetname hükmünde olarak muhtelif renk ve koku ve tadlarla her nev’e ayrı ayrı târife ve dâvetname olarak verilmiştir.

Şimdi kuşlara bak! Onların söyleşmeleri ve cıvıldaşmaları, bir Sâni-i Hakîmin intak ve söyletmesi olduğuna delil-i kat’i ise, hayret verir bir tarzda birbirine o seslerle müdâvele-i hissiyat ve ifade-i maksad etmeleridir.

Şimdi bulutlara bak! Yağmurun şıpıltıları, ma’nasız bir ses olmadığına ve şimşek ile gök gürlemesi, boş bir gürültü olmadığına kat’i delil ise, hâlî bir boşlukta o acâibi îcad etmek ve onlardan âb-ı hayat hükmündeki damlaları sağmak ve zemîn yüzündeki muhtaç ve müştak zîhayatlara emzirmek gösteriyor ki: O şırıltı, o gürültü, gâyet ma’nidar ve hikmettardır ki: bir Rabb-ı Kerîmin emriyle, müştaklara o yağmur bağırıyor ki: “Sizlere müjde, geliyoruz!..” ma’nasını ifade ederler.

Şimdi göğe bak! Gök içinde hadsiz ecramdan yalnız Kamere dikkat et! Onun hareketi, bir Kadîr-i Hakîmin emriyle olduğu ona müteallik ve yeryüzüne âid mühim hikmetlerdir ki, başka yerde beyan ettiğimizden kısa kesiyoruz.

Ses Yok