Siracınnûr | Denizli Müdafaanamesi | 186
(180-248)

O risâle yakın bir istikbâlde, gelecek bir rejimi ilmen kabul etmiyor diye, bir suç olduğuna, dünyada adliyelerin bir kanunu bulunmasına ihtimal vermiyoruz.

ELHASIL: Hayat-ı ebediyeyi mahveden ve hayat-ı dünyeviyeyi de dehşetli bir zehire çeviren ve lezzetini imha eden küfrü mutlakı otuz seneden beri köküyle kesen ve tabiiyyunun dehşetli bir fikr-i küfrilerini öldürmeğe muvaffak olan ve bu milletin iki hayatının saadet düstûrlarını, harika hüccetleriyle parlak bir sûrette isbat eden ve Kur’ânın hakîkat-ı arşiyesine dayanan Risâle-i Nur böyle bir küçük Risâlenin bir iki maddesiyle değil, bin kusur dahi olsa, onun binler büyük haseneleri onları afv ettirir diye da’va ediyoruz ve isbatına dahi hazırız.

ÜÇÜNCÜ SUAL: Bir mektubun yirmi kelimesinde, beş kelime kusurlu görülse, o beş sansür edilir, mütebâkisine izin vermek bir düstûr iken, Eskişehir Mahkemesinin dört ay tedkikinden sonra, yüz bin kelime içinde zahiri nazarda zararlı tevehhüm edilen, yalnız on beş kelimeden başka bulunmamasıyla ve şimdiye kadar yüz binler adamın ıslahına vesîle olmasıyla, vatana ve millete bin büyük menfaati tahakkuk eden Risâle-i Nur’a küçük bir hizmet eden veya kendi îmanını kurtardığı için, bir risâlesini yazan ve hatta Abdullah Çavuş gibi, on beş sene evvel yalnız şahsıma yemek pişirmek gibi rıza-i İlâhî için hizmet eden biçâreleri, bu iş mevsiminde taht-ı tevkif’e almak hükümet-i cumhuriyenin hangi perensibiyle kabil-i tevfik olabilir ve hangi kanunu müsade etmeğe imkânı var ?

Mâdem cumhuriyet prensipleri, hürriyet-i vicdan kanunuyla dinsizlere ilişmiyor. Elbette mümkün olduğu kadar dünyaya karışmayan ve ehl-i dünya ile mübareze etmiyen ve âhiretine ve îmanına (vatana dâhi nafi’ bir tarzda) çalışan dindarlara da ilişmemek gerekdir, elzemdir.

Bin seneden beri bu milletin gıda veya ilaç gibi bir hâcet-i zarûriyesi olan takvayı ve salahatı bu mazhar-ı enbiya olan Asyada hükmeden ehl-i siyaset, yasak etmez ve edemez biliyoruz.

Vatan ve millet ve asayişin menfaati hesabına, bunu da hatırlatmak, bir vazife-i vataniyem olması cihetiyle derim: Böyle bize ve Risâle-i Nur’a az bir münâsebetle taht-ı tevkife almak, gücendirmek yüzünden, vatana ve asayişe dindarâne menfaati ve anarşiliğe karşı kuvvetli bir sed teşkil eden yüz binler adamları, idare aleyhine fikren çevirmeğe yol açar ve anarşiliğe meydan verir.

Ses Yok