Tılsımlar Mecmuası | OTUZBİRİNCİ SÖZÜN DÖRDÜNCÜ ESASI | 146
(144-148)
DÖRDÜNCÜ MEYVE:
Rü'yet-i cemâlullah meyvesini kendi aldığı gibi, o meyvenin her mü'mine dahi mümkün olduğunu, cin ve inse hediye getirmiştir ki, o meyve, ne derece leziz ve hoş ve güzel bir meyve olduğunu bununla kıyas edebilirsin.Yâni: Her kalb sahibi bir insan; zîcemâl, zîkemâl, zîihsan bir zâtı sever. Ve o sevmek dahi, cemâl ve kemâl ve ihsanın derecatına nisbeten tezayüt eder, perestiş derecesine gelir, canını feda eder derecede muhabbet bağlar. Yalnız bir defa görmesine, dünyasını feda etmek derecesine çıkar. Halbuki: Bütün mevcudattaki cemâl ve kemâl ve ihsan, O'nun cemâl ve kemâl ve ihsanına nisbeten, küçük birkaç lemaatın, güneşe nisbeti gibi de olmaz. Demek nihayetsiz bir muhabbete lâyık ve nihayetsiz rü'yete ve nihayetsiz bir iştiyâka elyak bir Zât-ı Zülcelâli Velkemâl'in saadet-i ebediyyede rü'yetine muvaffak olması ne kadar saadet-âver ve medar-ı sürur ve hoş ve güzel bir meyve olduğunu insan isen anlarsın..
BEŞİNCİ MEYVE:
İnsan, kâinatın kıymetdar bir meyvesi ve Sâni-i kâinatın nâzdar sevgilisi olduğu, Mi'rac ile anlaşılmış ve o meyveyi, cin ve inse getirmiştir. Küçük bir mahlûk, zayıf bir hayvan ve âciz bir zîşuur olan insanı, o meyve ile o kadar yüksek bir makama çıkarır ki: Kâinatın bütün mevcudatı üstünde bir makam-ı fahr veriyor. Ve öyle bir sevinç ve sürur-u mes'udiyyetkârane veriyor ki, tasvir edilmez. Çünki: Âdi bir nefere denilse: "Sen, Müşir oldun. " Ne kadar memnun olur. Halbuki; Fânî, âciz bir hayvan-ı nâtık, zevâl ve firak sillesini daima yiyen bîçâre insana, birden ebedî, bâkî bir cennette, Rahîm ve Kerîm bir Rahman'ın rahmetinde ve hayal sür'atinde, ruhun vüs'atinde, aklın cevelânında, kalbin bütün arzularında, mülk ve melekûtunda tenezzühe, seyerana ve cevelâne muvaffak olduğun gibi saadet-i ebediyyede rü'yet-i cemâline de muvaffak olursun, denildiği vakit; insaniyyeti sukut etmemiş bir insan ne kadar derin ve ciddî bir sevinç ve süruru kalbinde hissedeceğini tahayyül edebilirsin...
Şimdi, makam-ı istima'da olan zâta deriz ki: İlhad gömleğini yırt, at. Mü'min kulağını geçir. Ve Müslim gözlerini tak. Sana iki küçük temsil ile bir-iki meyvenin derece-i kıymetini göstereceğiz.
Meselâ: Senin ile biz beraber bir memlekette bulunuyoruz. Görüyoruz ki; herşey bize ve birbirine düşman ve bize yabancı.. her taraf müdhiş
Ses Yok