Tılsımlar Mecmuası | Yirmi İkinci Sözün İkinci Makamı Mukaddeme | 47
(47-64)
Yirmi İkinci Sözün İkinci Makamı
Mukaddeme

بِسْمِ اللَّهِ الرَّمْمَنِ الرَّحِيمِ
اَللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَىْءٍ وَهُوَ كُلِّ شَىْءٍ وَكِيلٌ * لَهُ مَقَالِيدُ السَّمَوَاتِ وَالاَرْضِ * فَسُبْحَانَ الَّذِى بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَىْءٍ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ * وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ عِنْدَنَا خَزَآئِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُ اِلاَّ بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ * مَامِنْ دَآبَّةٍ اِلاَّ هُوَ اَخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا اِنَّ رَبِّى عَلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ

Erkân-ı Îmaniyyenin kutb-u âzamı olan îman-ı billâha dair “Katre Risâlesi”nde, şu mevcûdâtın her birisi, ellibeş lisanla Cenâb-ı Hakk'ın vücub-u vücûduna ve vahdâniyyetine delâlet ve şehadetlerini icmâlen beyan etmişiz. Hem “Nokta Risâlesi”nde, Cenâb-ı Hakk'ın delâil-i vücûb ve vahdâniyyetinden, her birisi bin bürhan kuvvetinde dört bürhan-ı küllî zikretmişiz. Hem oniki kadar arabî risâlelerimde, Cenâb-ı Hakk'ın vücub-u vücûdunu ve vahdâniyyetini gösteren yüzler kat'î bürhanları zikrettiğimizden, şimdi onlara iktifâen derin tetkikata girişmiyeceğiz. Yalnız, şu “Yirmi İkinci Söz” de Risâlet-ün-Nur'da icmâlen yazdığım “On İki Lem'a”yı; îman-ı billâh güneşinden göster-meye çalışacağız.

BİRİNCİ LEM'A:
Tevhid iki kısımdır.Meselâ: Nasılki bir çarşıya ve bir şehre büyük bir zâtın mütenevvi malları gelse, iki çeşitle onun malı olduğu bilinir. Biri; icmâlî, âmiyânedir ki: “Bu kadar azîm mal, ondan başka kimsenin haddi değil ki sahib olabilsin.” Fakat böyle âmi bir adamın nezaretinde çok hırsızlık olabilir. Parçalarına çok adamlar sahip çıkabilir.İkinci çeşit odur ki; her denk üzerinde yazıyı okur, her bir top üstünde turrayı tanır, her bir ilân üstünde mührünü bilir bir surette “Her şey o zâtındır” der. İşte şu halde her bir şey o zâtı mânen gösterir.
Ses Yok