Şualar | OnDördüncü Şuâ | 403
(384-508)

Eskide yüz düşmanlık ve adavetimiz dahi olsa da, onları helâl edip hatırlarını kırmamağa çalışacağımıza, Kur’ânın ve îmanın ve uhuvvet-i İslâmiyenin ve maslahatımızın emriyle ve irşadiyle karar verdik.” diyerek bu hapsi bir mübârek dershâneye çeviriniz.


* * *

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ehl-i dünya bir siyasette ve bir san’atta ve bir vazifede, ya bir hayat-ı içtimâîyeye ait bir hizmette ve husûsi bir nevi ticarette bulunan herbir tâifenin bir nevi kongrede toplanması ve müzakeresi gibi; îman-ı tahkikî hizmet-i kudsiyesinde bulunan Nur talebeleri dahi kader-i İlâhîye’nin emriyle ve inâyet-i Rabbânîyenin tensibi ve sevkiyle bu Medrese-i Yusufiye kongresine gelmesinde inşâallah pek çok kıymetdar ma’nevî faide ve ehemmiyetli neticeler ihsan edilecek ve Nur’un erkânları herbiri bir elif gibi tek başına bir yerde bir kıymeti varsa, bir elif üç elifle omuz omuza verip halen görüşse bin yüz on bir olması gibi, bu içtimada kıymeti ve inşâallah kudsî hizmeti ve sevabı bin olur.. o elif elfün olur.


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Bugün benim pencerelerimi mıhlamalarının sebebi, mahpuslarla mürafaa ve selâmlaşmamaktır. Zâhirde başka bahâne gösterdiler. Hiç merak etmeyiniz. Bilakis benim ehemmiyetsiz şahsım ile meşgul olup Nurlara ve talebelerine çok sıkıntı vermediklerinden, beni cidden ve kalben onların şahsî ihânetler ve işkencelerle tâzib etmeleri, Nurların ve sizlerin bedeline olduğu ve bir derece Nurlara ilişmemeleri cihetinde memnunum ve sabır içinde şükrederim, merak etmiyorum. Siz dahi hiç müteessir olmayınız. Gizli düşmanlarımız me’murların nazar-ı dikkatini şahsıma çevirmesinden, Nurların ve talebelerinin selâmet ve maslahatları noktasında bir inâyet ve bir hayır var diye kanaatım var.

Ses Yok