İşârâtü'l - İcâz | İmanı Bilahiret | 48
(47-52)

Kur’ân-ı Azîmüşşan burada gibi îcazlı ifadeleri terkedip, ile itnabı ihtiyar etmiştir. Şu itnab, bu makamı yüksek nükte ve letâifle tezyin etmek için ihtiyar edilmiştir.

1- Esmâ-i mevsûle ve mübhemeden bulunan burada hükmün medârı ve maksadın esası îman sıfatı olduğuna ve mevsûfu ile sâir sıfatları îman sıfatına tâbi ve altında görünmez bir durumda olduklarına işârettir.

2- Yalnız zamanların birinde sübutu ifade eden kelimesine bedel fiil sîgasiyle

ta’biri, nüzul ve zuhur tekerrür ettikçe îmanın teceddüd ettiğine işârettir.

3- İbhamı ifade eden ,îman-ı icmalînin kâfi geldiğine ve îmanın, hadîs gibi bâtınî ve Kur’ân gibi zâhirî vahiylere şamil olduğuna işârettir.

4- maddesi i’tibâriyle; Kur’ân’a îman, Kur’ân’ın Allah’tan nüzulüne îman demek olduğunu gösteriyor. Kezalik Allah’a îman; Allah’ın vücûduna îman, âhirete îman; âhiretin gelmesine îman demektir.

5- , mâziye delâlet eden hey’eti i’tibâriyle, henüz nâzil olmayanın nüzulü, nâzil olanın nüzulü kadar muhakkak olduğuna işârettir. Maahaza deki istikbâl, nin mâziliğinden neş’et eden noksanı telafi eder. Yâni henüz nâzil olmayan kısım nin şümulü dâhilinde değilse de, nin şümulü altındadır.

Dinle
-