Siracınnûr | Denizli Müdafaanamesi | 192
(180-248)

Kastamonu’da sekiz sene nezaret ve tarassut altındaki hayatım, zâbıta ve adliyenin tasdikiyle sabittir ki; şimdi bana ilişenler, hükümet-i cumhuriyenin prensibi ile ve kanunu ile değil, belki evham ve garaz yüzünden, habbeyi kubbe yaptılar. Evet, vehim ve inat ile, bir habbeyi bir dağ gibi gösterdiklerinin çok emârelerinden, iki üçünü müsaadenizle beyân ediyorum.

Birisi: On beş sene evvel bana hizmet eden ve Eskişehir Mahkemesinde beraatinden sonra, daha hayatından dahi haberim olmayan ba’zı zatları ve hiç görmediğim ve bir mektupta çabuk Kur’ân okumuş ve îmanî risâleleri yazıyor diye hoşuma gitmiş, ben de Maşaallah, Barekellah dediğim, on iki on üç yaşlarında tahmin ettiğim ba’zı çocukları ve Eskişehir Mahkemesinde bahsi geçen, fakat ehemmiyet verilmeyen bir kısım eski mektuplarım yüzünden, ba’zı rençber ve esnafları ellerine kelepçe vurup, benim şimdiki mevhum suçumun şerikleri olarak, taht-ı tevkife alınmalarıdır.

İkincisi: Kastamonu adliyesi ve zâbıtası, gâyet dikkatli bir aramada, bütün kitaplarımı ve mektuplarımı ve gizli eşyamı aldıkları halde,. beni değil tevkif, belki kitaplarımı ve eşyamı taahhüdlerine binâen, bana iade edeceklerini beklerken, birden Isparta müddei umûmîsinin tevkif iş’arı üzerine, adliyedeki emanetlerimi almadan sevk edildim.

Isparta’da gayr-i mevkuf olarak bir sual cevap beklerken, en müthiş bir câni gibi, tecrid-i mutlak içinde, gâyet âdi bir bahâne ile, yâni bir jandarmanın akşam namazımı, yol üstünde câmiin dışında kazaya kalmamak için müsaade etmesi bahânesiyle, öyle bir sıkıntı, o müdde-i umûmînin emriyle verildi ki, ifadeye gittiğim vakit, hem benim, hem ma’sûm biçâre arkadaşlarıma ve yolda şimendifer içinde kelepçe vurmalarıdır.

O risâle ile isim müşabeheti bulunan ve sırf îmanî olan Yedinci Şuâ eski harfler ile tab’ edilmesi sebebiyle, o yedinciyi bu Beşinci Şua tevehhüm edip, yirmi senelik Risâle-i Nur eczalarını ve on beş seneden beri yazılan ve ele geçen mektupları, ne mürûr-u zamanı, ve ne de afv kanunlarını ve ne de, Eskişehir Mahkemesinin tebrie ve tahliye ve tasfiyesini nazara almayarak, öyle lüzumsuz ve ma’nasız sualler ve verdikleri yanlış ma’nalarla, Isparta müddei umûmîsi muahezeye çalıştı.

Ses Yok