Siracınnûr | Denizli Müdafaanamesi | 197
(180-248)

(Eğer o medde dahi sayılsa) tam tamına hıfz-ı ilâhîye pekçok muhtaç olduğumuz bu zamana ve bu senenin ve gelecek senenin hicri aynı tarihine tevâfuk ederek, bir seneden beri büyük bir dâirede ve geniş bir sahada, aleyhimize ihzar edilen dehşetli bir hücum karşısında, mahfuziyetimize te’minat ile teselli veriyor.

Risâle-i Nur’un bu hâdisede daha parlak fütuhatı me’murîn dâirelerinde bulunmasından, şimdiki muvakkat tevkif bizi me’yus etmez ve etmemeli. Ve Âyetül Kübrânın tab’ı sebebiyle müsaderesi, onun parlak makamına ve nazar-ı dikkati her tarafdan ona celbetmesine bir ilânâme telâkki ediyorum.

en güzel bir düstûr-u tesellidir.

Bu teslimiyetle beraber, gâyet kuvvetli bir tesanüde ve birbirinin kusuruna bakmamaya ve Risâle-i Nur’a karşı alakayı gevşetmek değil, belki daha ziyâde kuvvetleştirmeye şiddetle ihtiyacımız var.

Ben görüyorum, bize hücum edenler, en ziyâde tesanüdümüzü bozmak istiyorlar ve en ziyâde bana karşı ihânet derecesinde hürmeti kırmaya çalışıyorlar. Güya Risâle-i Nur’a karşı hürmet, benden ileri geliyor. Beni kırmakla, o kırılır diye, divâneliklerinden zan ediyorlar.

Hem şiddetli bir sûrette konuşmakdan beni men’ediyorlar. Tâ ki hakîkat-ı mes’ele anlaşılmasın. Ve Risâle-i Nur sussun.

O bedbahtlar bilmiyorlar ki; benim zaif dilimin susmasıyla, etrafda binler kardeşlerimin kuvvetli dilleri ve Risâle-i Nur’un memlekette intişar eden binler nüshalarının parlak lîsanları konuşuyorlar. Ve susmazlar ve susturulmazlar.

Biz onların bütün tazyik ve sıkıntı vermelerine karşı, îman-ı tahkiki kuvvetiyle ve sırrıyla kabre îman ile girmek ve şirket-i ma’nevîye ile her birimiz, yüzer lîsanla duâ ve tesbihat ve a’mal-i saliha yapmak olan iki kudsî ve cihandeğer kıymetli ve medâr-ı sürûr kazancımızla mukabele edip, geçmiş zahmetlerin sevaplarını ve ma’nevî lezzetlerini ve gelecek meşakkatlerin hazırda yokluğunu düşünerek, yalnız hazır saatteki musîbete karşı, sabr içinde şükür etmeliyiz.

Mâdem ben, sizin elemlerinizle de müteellimim ve sizden pekçok ziyâde tazyika ma’rûz olduğum halde, sabır ve tahammül ediyorum, elbette sizler benim tesellilerime ihtiyacınız çok olmaz diye çok teselli yazmıyorum.

Said NURSÎ


Ses Yok