Ben buranın adliyesine karşı ehemmiyetsiz şahsım değil, belki memlekete zararsız bir sûrette menfaatli ve kıymetli Risâle-i Nur ve şâkirdlerini nazara alıp müdafaa ettiğim halde, “Sen kendini müdafaa et” diye beni acip bir câni tarzında herşeyden ve konuşmaktan tecrit ve haps-i münferide, ve sıhhatime ve ihtiyarlığıma tam dokunacak bir şekilde soktular.
Sonra doktorları hastalığım haysiyetiyle istedim. Onlara hitaben derdimi yazdım. Birkaç gün te’hirden sonra, bir doktor geldi. Öyle bir acele ile baktı ki; “Güya müttehem ve vatana muzır bir şahsiyetin sıhhati ne ehemmiyeti var.” diye ma’nasını fehm ettim. Daha onlara hitaben yazdığım istirhamnâmeyi vermedim. Şimdi en son size de müracaat ediyorum. Bu gurbette hiç dost bulamayan ve herkes ona müttehem nazarıyla bakan bir adamın derdini de dinlemek gerekdir.
Bir vazife ile, bir sivil polis gönderebilirsiniz. Tâ ki hakîkat-i hâli anlasın, size haber versin. Ve Isparta ve Denizli adliyelerine karşı müdafaatımın sûretini size getirsin. Ve zâbıta ile Risâle-i Nur şâkirdlerinin ortasına anlaşmamazlık girmesin.
Haps-i münferidde mevkuf
Said Nursî