Siracınnûr | Denizli Müdafaanamesi | 227
(180-248)
(MAHKEMEDE SON SÖZDEN BİR PARÇADIR)

Efendiler,

Her hükümetin adliyesi, kanundan başka bir istinâdgâhı yoktur. Ve onun adliyesi, her merkezde aynı kanun ile amel eder. Ve yüz cinâyeti bulunan bir adamın dahi, müdafaaya hakkı var. O hakkından men’edilemez. Ve bu memlekette mâdem Kur’ân serbesttir. Kur’ân’ın hakîkatlerini küfre karşı müdafaa etmek vazifesi, yasak edilmedi, biliyordum. Halbuki; bu altı aydır, beni konuşmaktan ve görüşmekten kanunsuz olarak men’ettiler.

Ve Eskişehir hapsinde, adliye malûmâtı altında, müdafaattan başka on risâle daha te’lif ettim. Ve müteaddid nüshalar yazıldığı halde, bize kanun cihetinde ilişmediler. Burada ise, yeni harf bilmediğimden, mecbûriyetle eski yazı ile müdafaatımı yazdım. Benim yazım pek nakıs, herkes okuyamaz, diye başkalara yazdırdım.

Risâle-i Nur’un mes’elesi, hem hükümeti, hem âlem-i islâmı tam alâkadar edecek bir umûmî hadise hükmünde bulunmasıyla, hem benim ve arkadaşlarımın mes’elenin vahdeti haysiyetiyle bir müdafaanâme ve Risâle-i Nur’un mâhiyetini gösteren o hakîkatları, cerh edilmez diye isbat eden, onun bir nev’i müdafaanâmesi hükmünde bulunan Meyve Risâlesini, herbirinden üç dört nüsha yazdırmıştım. Tâ ki hem burada adliyeye ve Ankara makamatına vereyim.

Birden onları kanunsuz olarak, evrak-ı muzırra gibi elimden aldılar, daha vermediler. Sonra çok yalvardım, bize bir makinayı müsaade ediniz. Ta hakkımızı müdafaa edeceğiz. Kanunsuz olarak müsaade etmediler.

Ben mecbûriyetle, temas edemediğim arkadaşlar vasıtasiyle, yeni hurufla üç nüsha yazdırdım. Biri Ankara ağır ceza mahkemesine ki; evraklarımız ve kitaplarımız oraya gönderilmiş. Birisi de Reis-i Cumhura, diğer biri de, Diyanet işleri riyasetine göndermek için hazırladık.

Fakat makine ve serbestiyet verilmediği için, el yazısı müşevveş ve noksan ve okunmaz diye, onların okunmasına yardım etmek fikriyle, iki alâkadar me’murlara söyledik, bize müsaade yüzü gösterdiler.

Mâdem kitaplarımız eski harfle, Ankara’ya mahkemeye gönderildi. Biz dahi yeni harfle, eski harfle iki müdafaa göndereceğiz, diye hapishâne müdürüne verdik. O da sabahleyin dedi; eski harfle yasaktır. Ben daha bunları size vermem diye kanunsuz müsadere etti.

Ses Yok