Siracınnûr | Denizli Müdafaanamesi | 231
(180-248)

Fakat meşakkat ve mücahede ve sıkıntıların altında inâyet, ve rahmetin iltifatlarını gören Risâle-i Nur Şâkirdlerinde inkısar-ı hayâl ise, gayretlerini ve ileri atılmasını ve ciddiyetlerini takviye etmek lâzım geliyor.

Kırk sene evvel ehl-i siyaset, bana bir cinnet-i muvakkata isnad ederek, beni tımarhâneye sevkettiler. Ben onlara dedim; Sizin akıllılık dediğinizin çoğunu ben akılsızlık biliyorum, o çeşit akıldan istifa ediyorum.

kaidesini sizlerde görüyorum, demiştim.

Şimdi dahi, ben kardeşlerimi şiddetli bir mes’uliyetten kurtarmak fikriyle, bana mahrem risâleler cihetinde arasıra bir cezbe, bir cinnet-i muvakkata isnad edenlere, aynı sözleri tekrar ile beraber, iki cihetten memnunum.

Birisi: Hadîs-i sahihde vardır ki; “Bir adam kemâl-i îmanı kazandığına, avam-ı nâsın akıllarının tavrı haricindeki yüksek hallerini mecnunluk, divânelik saymaları, onun kemâl-i îmanına ve tam îtikadına delâlet eder.” diye ferman ediyor.

İkinci Cihet: Ben, bu hapisteki kardeşlerimin selâmetleri, necatları ve zulümden kurtulmaları için değil yalnız bir divânelik isnadı, belki kemâl-i fahr ve ferah ile, tamam aklımı ve hayatımı feda etmesini kabul ediyorum. Hatta siz münasib görseniz, o üç zâtlara benim tarafımdan bir teşekküranâme yazılsın ve onları ma’nevî kazançlarımıza teşrik ettiğimizi bildirilsin.

Said Nursî


Ben muhterem ehl-i vukufun raporunu hakkımızda adâlet ve hakkaniyet noktasında, onlara bütün ruhumla teşekkür ediyorum. Onların yüz risâleden fazla kitapları, kısa bir zamanda tetkik etmeleri cihetiyle, elbette ba’zı noksanları bulunur. Ben de, o zatların raporlarına bir yardım niyetiyle birkaç noktasını îzah edeceğim. Onları tenkid etmiyorum, belki tetkiklerine yardım ediyorum.

Hatta bana verdikleri cezbe ve arasıra ihtilâl-i ruhiyi, kemâl-i memnuniyetle kabul ediyorum.

Ses Yok