Sözler | Onuncu Söz | 108
(48-119)

Bu kâinatı cilvesiyle süslendiren bir Cemâl-i Mutlak ve umum mahlûkatı sevindiren bir Rahmet-i Mutlaka, böyle hadsiz bir çirkinlikten ve kubh-u mutlaktan ve böyle bir zulm-ü mutlaktan, bir merhametsizlikten, elbette nihayetsiz derece münezzehtir ve mukaddestir.

Netice: Mâdem dünyada hayat var; elbette insânlardan hayatın sırrını anlayanlar ve hayatını su-i istimal etmeyenler dâr-ı bekada ve Cennet-i Bâkiyyede hayat-ı bâkiyyeye mazhar olacaklardır. Âmenna.. ve hem nasılki: Yeryüzünde bulunan parlak şeylerin, Güneşin akisleriyle parlamaları ve denizlerin yüzlerinde kabarcıklar, ziyânın lem’alarıyla parlayıp sönmeleri, arkalarından gelen kabarcıklar, gidenler gibi yine hayâlî Güneşciklere âyinelik etmeleri; bilbedâhe gösteriyor ki: O lem’alar, yüksek birtek Güneşin cilve-i in’ikâsıdırlar ve Güneşin vücûdunu muhtelif diller ile yâdediyorlar ve ışık parmaklariyle ona işâret ediyorlar. Aynen öyle de; Zât-ı Hayy-u Kayyûmun Muhyî isminin cilve-i âzamı ile berrin yüzünde ve bahrın içindeki zîhayatların Kudret-i İlâhiyye ile parlayıp, arkalarından gelenlere yer vermek için “Yâ Hay” deyip perde-i gaybda gizlenmeleri; bir hayat-ı sermediyye sahibi olan Zât-ı Hayy-u Kayyûm’un hayatına ve vücûb-u vücûduna şehadetler, işaretler ettikleri gibi, umum mevcûdâtın tanziminde eseri görünen İlm-i İlâhîye şehadet eden bütün deliller ve kâinata tasarruf eden kudreti isbat eden bütün burhanlar ve tanzim ve idare-i kâinatta hükümferma olan, irade ve meşîeti isbat eden bütün hüccetler ve Kelâm-ı Rabbânî ve Vahy-i İlâhînin medârı olan Risâletleri isbat eden bütün alâmetler, mu’cizeler ve hâkezâ... Yedi sıfât-ı İlâhiyyeye şehadet eden bütün delâil, bil’ittifak Zât-ı Hayy-u Kayyûmun hayatına delâlet, şehadet, işaret ediyorlar. Çünki; nasıl bir şeyde görmek varsa, hayatı da vardır. İşitmek varsa, hayatın alâmetidir. Söylemek varsa, hayatın vücûduna işaret eder. İhtiyar, irade varsa, hayatı gösterir. Aynen öyle de; bu kâinatta âsâriyle vücûdları muhakkak ve bedihî olan Kudret-i Mutlaka ve İrâde-i Şâmile ve İlm-i Muhît gibi sıfatlar, bütün delâilleri ile Zât-ı Hayy-u Kayyûmun hayatına ve Vücûb-ü Vücûduna şehadet ederler ve bütün kâinatı bir gölgesiyle ışıklandıran ve bir cilvesiyle bütün Dâr-ı Âhireti zerratiyle beraber hayatlandıran hayat-ı sermediyyesine şehadet ederler.

Dinle
-