Sözler | YirmiSekizinci Söz | 497
(497-503)
YİRMİSEKİZİNCİ SÖZ

Şu söz, Cennet’e dairdir. Şu Söz’ün iki makamı var. Birinci Makam, Cennet’in bâzı letâifine işaret eder. Fakat Onuncu Söz’de on iki hakikat-ı katıa ile, gayet kat’î bir sûrette ve bu Söz’ün İkinci Makamında Onuncu Söz’ün hülâsası ve esası, müteselsil gayet metin arabî bir bürhân-ı kat’î ile gayet parlak bir tarzda vücûdu isbat olunan Cennet’in isbat-ı vücûdundan bahis değil, belki, şu makamda yalnız sual ve cevaba ve tenkide medâr olan birkaç ahvâl-i Cennet’ten bahseder. Eğer tevfik-i İlâhî refik olsa sonra azîm bir söz, o muazzam hakikata dair yazılacaktır, inşâallah.

Cennet-i bâkiyyeye dair bâzı suallere kısa cevaplardır.

Cennet’e dair, Cennet’ten daha güzel, hurilerinden daha lâtif, selsebilinden daha tatlı olan beyânât-ı âyât-ı Kur’aniyye kimseye söz bırakmamıştır ki, fazla birşey söylensin. Fakat o parlak, ezelî ve ebedî, yüksek ve güzel âyetleri fehme takrib için, bâzı basamakları; hem o cennet-i Kur’aniyyeden nümûne için bâzı çiçeklerin nümûnesi nev’inden bâzı nükteleri söyleyeceğiz. Beş rumuzlu sual ve cevapla işaret edeceğiz. Evet, Cennet bütün lezâiz-i ma’nevîyyeye medâr olduğu gibi, bütün lezaiz-i cismâniyyeye de medârdır.

Dinle
-