Sözler | Onuncu Söz | 53
(48-119)

Böyle bir saltanat, kendisine lâyık bir raiyyet ister. Halbuki görüyorsun, bütün raiyyet bu misâfirhanede toplanmışlar. Misâfirhane ise her gün dolar, boşanır. Hem, bütün râiyyet manevra için bu meydan-ı imtihanda bulunuyorlar. Meydan ise, her saat tebdil ediliyor.

Hem bütün raiyyet, pâdişahın kıymettar ihsânâtının nümûnelerini ve hârika san’atlarının antikalarını sergilerde temâşa etmek için şu teşhirgâhta birkaç dakika durup seyrediyorlar. Meşher ise, her dakika tahavvül ediyor. Giden gelmez, gelen gider. İşte bu hâl, şu vaziyet kat’î gösteriyor ki: Şu misâfirhane ve şu meydan ve şu meşherlerin arkasında daimî saraylar, müstemir meskenler, şu nümûnelerin ve sûretlerin hâlis ve yüksek asıllarıyla dolu bağ ve hazineler vardır.

Demek burada çabalamak onlar içindir. Şurada çalıştırır, orada ücret verir. Herkesin istidâdına göre orada bir saadeti var...

YEDİNCİ SURET: Gel, bir parça gezelim. Şu medenî ahali içinde ne var, ne yok görelim. İşte bak! Her yerde, her köşede, müteaddid fotoğraflar kurulmuş, sûret alıyorlar. Bak, her yerde müteaddid kâtipler oturmuşlar, bir şeyler yazıyorlar. Her şeyi kaydediyorlar. En ehemmiyetsiz bir hizmeti, en âdi bir vukûâtı zaptediyorlar. Hâ, şu yüksek dağda pâdişaha mahsus bir büyük fotoğraf kurulmuş ki (Hâşiye) ; bütün bu yerlerde ne cereyan eder, sûretini alıyorlar. Demek O zât emretmiş ki; mülkünde cereyan eden bütün muamele ve işler zaptedilsin.


Hâşiye: Şu sûretin işaret ettiği mânâların bir kısmı Yedinci Hakîkat'te beyân edilmiş. Yalnız burada pâdişaha mahsus bir büyük fotoğraf işareti ve hakîkatı “Levh-i Mahfûz” demektir. Levh-i Mahfûz'un tahakkuk-u vücûdu Yirmialtıncı Söz'de şöyle isbat edilmiş ki: Nasıl küçük küçük cüzdanlar, büyük bir kütüğün vücûdunu ihsas eder ve küçük küçük senedler, bir defter-i kebirin bulunduğunu iş'ar eder ve küçük kesretli tereşşuhatlar, büyük bir su menbaını işmâm eder. Aynen öyle de: Küçük küçük cüzdanlar hükmünde; hem birer küçük Levh-i Mahfûz mânâsında; hem büyük Levh-i Mahfûz'u yazan kalemden tereşşuh eden küçük küçük noktalar sûretinde olan benî-beşerin kuvve-i hâfızaları, ağaçların meyveleri, meyvelerin çekirdekleri, tohumları; elbette bir Hâfıza-i Kübrâyı, bir defter-i ekberi, bir levh-i mahfûz-u âzamı ihsas eder, iş'ar eder ve isbat eder. Belki keskin akıllara gösterir.

Dinle
-