Sözler | YirmiBeşinci Söz | 394
(365-462)

Demek mânâsı:

yâni, kendi müstekarrı içinde manzûmesinin istikrarı ve nizâmı için hareket ediyor. Çünki hareket harareti, hararet kuvveti, kuvvet cazibeyi zâhiren tevlid eder gibi bir âdet-i İlâhiyye, bir kanun-u Rabbanîdir.” İşte şu hakîm, böyle bir hikmeti, Kur’anın bir harfinden fehmettiği zaman, “Elhamdülillâh Kur’andadır hak hikmet, felsefeyi beş paraya saymam” der. Ve şâirane bir fikir ve kalb sahibine şu “lâm”dan ve istikrardan şöyle bir mânâ fehmine gelir ki: “Güneş, nuranî bir ağaçtır. Seyyareler onun müteharrik meyveleri... Ağaçların hilafına olarak Güneş silkinir, tâ o meyveler düşmesin. Eğer silkinmezse, düşüp dağılacaklar.” Hem tahayyül edebilir ki: “Şems meczub bir ser-zâkirdir. Halka-i zikrin merkezinde cezbeli bir zikreder ve ettirir.” Bir risalede şu mânâya dair şöyle demiştim:

“Evet Güneş bir meyvedârdır; silkinir tâ düşmesin seyyar olan yemişleri.

Eğer sükûtuyla sükûnet eylese, cezbe kaçar, ağlar fezâda mun tâzam meczubları.”

Hem meselâ; da bir sükût var, bir ıtlak var. Neye zafer bulacaklarını tâyin etmemiş. Tâ herkes istediğini içinde bulabilsin. Sözü az söyler, tâ uzun olsun.Çünki; bir kısım muhatâbın maksadı ateşten kurtulmaktır. Bir kısmı yalnız Cennet’i düşünür. Bir kısım, saadet-i ebediyyeyi arzu eder. Bir kısım, yalnız rıza-yı İlâhîyi rica eder. Bir kısım, rü’yet-i İlâhiyyeyi gaye-i emel bilir ve hakeza.. bunun gibi pek çok yerlerde Kur’an, sözü mutlak bırakır, tâ âmm olsun. Hazfeder, tâ çok mânâları ifade etsin. Kısa keser, tâ herkesin hissesi bulunsun.

İşte der. Neye felâh bulacaklarını tâyin etmiyor. Güya o sükûtla der: “Ey müslümanlar!.. Müjde size. Ey müttaki!.. Sen Cehennem’den felâh bulursun. Ey sâlih!.. Sen Cennet’e felâh bulursun. Ey ârif!.. Sen rıza-yı İlâhîye nail olursun. Ey âşık!.. Sen rü’yete mazhar olursun.” ve hakeza...İşte Kur’an, câmiiyyet-i lafziyye cihetiyle kelâmdan, kelimeden, huruftan ve sükûttan her birisinin binler misâllerinden yalnız nümûne olarak birer misâl getirdik. Âyeti ve kıssatı bunlara kıyas edersin.

Dinle
-