İşârâtü'l - İcâz | Surei Fatiha | 24
(19-29)

İhtar: Bu kuvvetin şu üç mertebeye inkısamı gibi; fürûatı da, o üç mertebeyi hâvidir. Meselâ: Halk-ı ef’al mes’elesinde Cebr Mezhebi ifrattır ki, bütün bütün insanı mahrum eder. İ’tizal Mezhebi de tefrittir ki, te’siri insana verir. Ehl-i Sünnet Mezhebi vasattır. Çünkü bu mezheb beyne-beynedir ki; o fiillerin bidâyetini irâde-i cüz’iyeye, nihayetini irâde-i külliyeye veriyor. Ve keza i’tikâdda da ta’til ifrattır, teşbih tefrittir, tevhid vasattır.

Hülâsa: Şu dokuz mertebenin altısı zulümdür, üçü adl ve adâlettir. Sırat-ı müstakimden murad, şu üç mertebedir.

: Kur’ânın inci gibi lâfızlarının dizilmesi; bir hayta, bir çeşite, bir nakşa münhasır değildir. Belki zuhurca, hafâca, yakınlıkça, uzaklıkça mütefavit çok tenasüblerden hasıl olan pek çok nakışlar üzerine dizilmişlerdir, nazmedilmişlerdir. Zâten i’cazın esası, ihtisardan sonra ancak böyle nakışlardadır. Evet,
ile mâkablindeki herbir kelime arasında bir münâsebet vardır. Meselâ: ile münâsebeti vardır. Çünkü ni’met, hamde delil ve karinedir. ile münâsebetdardır. Çünkü, terbiyenin kemâli, ni’metlerin tevali ve teakubu ile olur. ile alâkadardır. Çünkü den irâde edilen “enbiyâ, şüheda, suleha, ulemâ” rahmettirler. ile alâkası vardır. Çünkü, ni’met-i kâmile, ancak dindir. ile alâkası var. Çünkü, ibâdette imamlar, bunlardır. ile var.

Dinle
-