İşârâtü'l - İcâz | Nübüvvetin Tahkiki | 115
(105-121)

Aziz kardeşim! Bir kapı daha açıldı, oraya bakalım.

ilââhir olan Âyet-i Kerîmenin işâret ettiği gibi, cemâatin isti’dâdına göre irşâdın yapılması lüzumundan ve Şâri’in cumhuru irşâd etmekte ta’kib ettiği maksaddan gafletleri ve cehilleri dolayısiyle ba’zı insanlar, Kur’ân hakkında çok şek ve şübhelere ma’rûz kalmışlardır. O şek ve şübhelerin menşei üç emirdir.

1- Diyorlar ki: Kur’ân’da “müteşabihat ve müşkilât” denilen, hakîki ma’naları anlaşılmayan ba’zı şeylerin bulunması, i’cazına münafîdir. Zîra Kur’ân’ın i’cazı, belâgat üzerine müessestir; belâgat da, ancak ifadenin zuhur ve vuzuhuna mebnidir.

2- Diyorlar ki: Yaratılışa âid mes’eleler, mübhem ve mutlak bırakılmıştır. Ve keza kâinata dâir fünundan pek az bahsedilmiştir. Bu ise, ta’lim ve irşâd mesleğine münafîdir.

3--Diyorlar ki: Kur’ân’ın ba’zı âyetleri zâhiren aklî delillere muhaliftir. Bundan, o âyetlerin hilaf-ı vaki’ oldukları zihne geliyor. Bu ise, Kur’ân’ın sıdkına muhaliftir.

O heriflerin zu’mlarınca Kur’ân’a bir nakîse ve şek ve şübhelere sebeb addettikleri şu üç emir, Kur’ân-ı Kerîm’e bir nakîse teşkil etmez. Ancak Kur’ân’ın i’cazını bir kat daha isbat etmeye ve irşâd husûsunda Kur’ân’ın en beliğ bir ifade ile en yüksek bir üslûbu ihtiyar etmesine sâdık şâhid ve kat’i delildir. Demek kabahat, onların fehimlerindedir, hâşâ Kur’ân-ı Kerîm’de değildir.

Evet, şâirin dediği gibi, fehimleri hasta olduğundan, sağlam sözleri ta’yib ediyorlar veya ayı gibi elleri üzüm salkımına yetişemediğinden, ekşidir diyorlar. Bunların da fehimleri Kur’ân’ın o yüksek i’cazına yetişemediğinden, ta’yib ediyorlar.

Kur’ân-ı Kerîm’de müteşabihat vardır dedikleri birinci şübhelerine cevab: Evet, Kur’ân-ı Kerîm, umûmî bir muallim ve bir mürşiddir. Halka-i dersinde oturan, nev’-i beşerdir. Nev’-i beşerin ekserisi avamdır. Mürşidin nazarında ekall, eksere tâbidir. Yâni, umûmî irşâdını ekallin hatırı için tahsis edemez. Maahaza, avama yapılan konuşmalardan havas hisselerini alırlar. Aksi halde avam, yüksek konuşmaları anlayamadığından mahrum kalır.

Dinle
-