S- Onların ihzarını îcab eden sebeb nedir?
C- Sâmiin taleb ve isteğidir. Evet onların pis ahvâlini işiten sâmi’, onlara karşı hissettiği hiddet ve nefretini izâle için; hüsran ile tecziye ve tavsiflerinde, sanki onları karşısında hazır olarak görmek istiyor, tâ “oh! oh!” demekle kalbi rahat olsun. Müşahedeleri mümkün olmadığı halde ile mahsûs gösterilmeleri; güya pis ahvâlleri, habis sıfatları ve şöhret ve kesretleri öyle bir hadde baliğdir ki, herkesin nazar-ı nefreti önünde onların o hallerini tecessüm ettirerek mahsûs bir şekilde gösterir. Ve bu işâretten, hasarete mahkûm olduklarının sebebi de anlaşılmış olur. O fâsıklara raci’ olan nin ifade ettiği uzaklık ise, onların tarîk-i haktan uzaklıkları öyle bir dereceye bâliğdir ki, bir daha tarîk-i hakka rücu’ları mümkün olmayıp, bu yüzden zemme, tahkire müstehak olduklarına işârettir.
Hasrı ifade eden , hasaretin onlara münhasır olduğuna delâlet eder. Hatta mü’minlerin ba’zı dünya lezzetlerinde hasaretleri, hasaret sayılmaz; ve yine mü’minlerden ehl-i ticaretin ticaretlerinde vaki’ olan zararları hasaret değildir.
deki harf-i tarif, cinsi ve hakîkatı ifade eder. Yâni: Hüsran görenlerin hakîkatını, cinslerini görmek isteyen varsa, onlara baksın. Ve keza, onların meslekleri mahz-ı hasarettir, başka hasaretlere benzemiyor.
: Hasaretin mutlak bırakılması, yâni birşeyle takyid edilmemesi, hasaretin bütün enva’ına şamil olduğuna işârettir. Meselâ: Vefa-i ahidde nakz ile hasaret ettiler, sıla-i rahmde kat’ ile, ıslahta ifsad ile, îmanda küfür ile, saadet-i ebediyede şekavetle yaptıkları hasaretler gibi.