İşârâtü'l - İcâz | Nükteyi İcaziye | 174
(155-175)

Bu cümledeki emir, iki kısımdır:

Birisi, teşriîdir ki, sıla-i rahm ile ta’bir edilen akraba ve mü’minler arasında şer’an emredilen muvasala hattıdır.

Diğeri, emr-i tekvinîdir ki, fıtrî kanunlar ile âdetullahın tazammun ettiği emirlerdir. Meselâ ilmin i’tası, ma’nen ameli emrediyor; zekânın i’tası, ilmi emrediyor; isti’dâdın bulunması, zekâyı; aklın verilmesi, marifetullahı; kudretin verilmesi, çalışmayı; cesâretin verilmesi, cihadı ma’nen ve tekvinen emrediyor.

İşte o fâsıklar, bu gibi şeylerin arasında şer’an ve tekvinen te’sis edilen muvasala hattını kesiyorlar. Meselâ akılları marifetullaha, zekâları ilme küs olduğu gibi; akrabalara ve mü’minlere dahi dargın olup, gidip gelmiyorlar.

: Evet fıskla bozulan bir adam, bataklığa düşüp çıkamıyan bir şahıs gibi çokların da o bataklığa düşmelerini istiyor ki, ma’rûz kaldığı o dehşetli halet, bir parça hafif olsun. Çünkü musîbet umûmî olursa, hafif olur. Ve keza, bir şahsın kalbinde bir ihtilâl, bir fenâlık hissi uyanırsa; yüksek hissiyatı, kemâlâtı sukut etmeye başlar; kalbinde tahribata, fenâlığa bir meyil, bir zevk peyda olur. Yavaş yavaş o meyil kalbinde büyür; sonra o şahıs bütün lezzetini, zevkini tahribatta, fenâlıkta bulur. İşte o vakit o şahıs, tam ma’nasiyle Arz’da yırtıcı bir hayvan, ihtilâli çıkarıp büyüten bir belâ, fesadı durmayıp karıştıran bir âfet kesilir.

S- Bir fâsıkın fıskiyle Arz’ın müteessir olması akıldan uzaktır?

C- Mâdem ki Arz’da nizam var, müvazene de olmalıdır. Hatta nizam müvazeneye tâbidir. Binâenaleyh bir makinenin dişleri arasına küçük bir şey düşerse makine müteessir olur, belki faaliyeti de durur. Veya faraza iki dağ bir teraziyle tartılır iken, terazi müvazi olduğu vakit bir gözüne bir ceviz ilâve edilirse müvazenesi bozulur. Dünyanın da ma’nevî nizam makinesi böyledir. Mütemerrid bir fâsıkın fıskı, Arz’ın müvazene-i ma’nevîyesinin bozulmasına vesîle olabilir.

üç şeyi ifade ediyor. Birisi ihzar, ikincisi mahsûsiyet, üçüncüsü uzaklıktır. Demek bu gaib olan o fâsıkları ihzar eder, mahsûs bir şekilde gösterir.

Dinle
-