: O temsilin, Rablarından nâzil olduğunu ifade eden bu kayıd, onlar i’tirâzlarına hedef ittihaz ettikleri, o temsilin nüzulü olduğuna işârettir.
: Bu evvelki gibi mâkabllerindeki icmali tafsil etmekle, tahkik ve te’kidi ifade ediyor. nun kelimesine tercihan zikredilmesi, onların bu inkârı, kalblerinde rüsuh peyda eden küfürden neş’et ettiğine ve onun için onları yine küfre götürdüğüne işârettir. Evvelki cümledeki nin mutabakatı için burada denmesi münâsib iken, onun yerine zikredilen
îcaz ve ihtisar için mukadder olan hallerden kinayedir. Takdir-i kelâm: “Küfrü olan adam, hakîkatı bilmez, tereddüde düşer, inkâra girer, istifham şeklinde istihkar eder, hakir görür.” Ve keza kendileri dalâlette oldukları gibi, ağızlariyle halkı da dalâlete sürüklediklerine işârettir.
: Bu cümleden evvelki cümlede mukaddem olduğuna nazaran, burada ona münâsib olan nin takdimi lâzım iken, takdim edilmiştir. Çünkü bu kelâmdan maksad, inkâr edenlerin i’tirâzlarını reddetmektir. Buna binâen kesb-i ehemmiyet ettiğinden, takdim hakkını kazanmıştır.
S- Dalâlet yerine , hidâyet yerine yâni masdardan fiile olan udulden maksad nedir?