Hâlık-ı Âlem’i bize târif ve i’lân eden deliller ve bürhanlar, lâyüadd ve lâyuhsadır. O delillerin en büyükleri üçtür.
Birincisi: Ba’zı âyetlerini gördüğün, işittiğin şu “kitab-ı kebir-i kâinat”tır.
İkincisi: Bu kitabın âyet-ül-kübrâsı ve divân-ı nübüvvetin hâtemi ve künûz-u mahfiyenin miftahı olan Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır.
Üçüncüsü: Kitab-ı âlemin tefsiri ve mahlûkata karşı Allah’ın hücceti olan Kur’ân’dır.
Şimdi, birkaç reşha zımnında ikinci bürhanı târiften sonra sözlerini dinleyeceğiz.
BİRİNCİ REŞHA: Arkadaş! Hâlıkımızı târif eden, pek büyük bir şahsiyet-i ma’nevîyeye mâlik, bürhan-ı nâtık dediğimiz “Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm kimdir?” diye yapılan suale cevaben deriz ki:
Hazret-i Muhammed (A.S.M.) öyle bir zâttır ki, azamet-i ma’nevîyesinden dolayı sath-ı arz, o zâtın Mescid-i Aksâ’sıdır. Mekke-i Mükerreme O’nun mihrabı, Medine-i Münevvere O’nun minber-i fazl-ı kemâlidir.