Mesnevî-i Nûriye | Habbe | 116
(116-133)
Habbe

(Cennet-i Kur’âniyenin semerâtından bir semerenin ihtiva ettiği)

İ’lem Eyyühel-Aziz! Şu gördüğün büyük âleme büyük bir kitab nazariyle bakılırsa, Nur-u Muhammedî (A.S.M.) o kitabın kâtibinin kaleminin mürekkebidir. Eğer o âlem-i kebir, bir şecere tahayyül edilirse, Nur-u Muhammedî hem çekirdeği, hem semeresi olur. Eğer dünya mücessem bir zîhayat farzedilirse, o nur onun ruhu olur. Eğer büyük bir insan tasavvur edilirse, o nur onun aklı olur. Eğer pek güzel şaşaalı bir Cennet bahçesi tahayyül edilirse, Nur-u Muhammedî onun andelîbi olur. Eğer pek büyük bir saray farzedilirse, Nur-u Muhammedî o Sultan-ı Ezelî’nin makarr-ı saltanat ve haşmeti ve tecelliyat-ı cemâliyesiyle âsâr-ı san’atını hâvi olan o yüksek saraya nâzır ve münâdî ve teşrifatçı olur. Bütün insanları dâvet ediyor. O sarayda bulunan bütün antika san’atları, hârikaları ve mu’cizeleri târif ediyor. Halkı o saray sâhibine, sâniine îman etmek üzere câzibedar, hayret-efzâ dâvet ediyor.

Dinle
-