Mesnevî-i Nûriye | Lemalar | 10
(10-20)
Lem’alar

(Türkçe Risâle-i Nur’un Yirmi İkinci Sözü ile aynı meâldedir)

Ey dâire-i esbâbdan zuhur eden işleri, hâdiseleri esbâba isnad eden gâfil, cahil! Mal sâhibi zannettiğin esbâb, mal sâhibi değillerdir. Asıl mal sâhibi, onların arkasında iş gören Kudret-i Ezeliye’dir. Onlar, ancak o kudretten gelen hakîki te’sirleri i’lân ve neşretmekle muvazzaftırlar. Demek dâire-i esbâb, hükümetin kalem dâiresi hükmündedir ki, yukarıdan gelen emirlerin tebligatı o dâireden yapılıyor. Çünkü, izzet ve azamet perdeyi iktizâ eder; tevhid ve celâl dahi şirketi reddeder, te’siri esbâba vermiyor.

Evet Sultan-ı Ezelînin me’murları vardır amma, icrâatçıları değillerdir ki, saltanat ve rubûbiyetinde ortak olsunlar. Ancak o me’murların vazifesi dellâllıktır ki, kudretin icraatını i’lân ediyorlar. Veya o me’murlar, nâzır müşahidlerdir ki, gördükleri evâmir-i tekviniyeye karşı yaptıkları itaat ve inkıyad ile isti’dâdlarına göre bir nevi ibâdet yapmış olurlar. Demek esbâb, ancak ve ancak kudretin izzetini, Rubûbiyetin haşmetini izhar için vaz’edilmiş bir takım vasıtalardır. Yoksa, kudretin acz ve ihtiyacı için muavenet eden yardımcı değillerdir.

Dinle
-