Arkadaş! Ma’sûm bir insana veya hayvanlara gelen felâketlerde, musîbetlerde, beşer fehminin anlayamadığı ba’zı esbâb ve hikmetler vardır. Yalnız, meşiet-i İlâhîyenin düstûrlarını hâvi şerîat-ı fıtriye ahkâmı, aklın vücûduna tâbi değildir ki, aklı olmayan bir şeye tatbik edilmesin. O şerîatın hikmetleri kalb, his, isti’dâda bakar. Bunlardan husûle gelen fiillere, o şerîatın hükümleri tatbik ile tecziye edilir. Meselâ: Bir çocuk, eline aldığı bir kuş veya bir sineği öldürse, şerîat-ı fıtriyenin ahkâmından olan hiss-i şefkate muhalefet etmiş olur. İşte bu muhalefetten dolayı, düşüp başı kırılırsa müstehak olur. Çünkü bu musîbet, o muhalefete cezadır. Veya dişi bir kaplan, öz evlâtlarına olan şiddet-i şefkat ve himâyeyi nazara almayarak, zavallı ceylanın yavrucuğunu parçalayarak yavrularına rızık yapar. Sonra, bir avcı tarafından öldürülür. İşte, hiss-i şefkat ve himâyeye muhalefet ettiğinden, ceylana yaptığı aynı musîbete ma’rûz kalır.
--------------------------------------------
İhtar: Kaplan gibi hayvanların helâl rızkları, ölü hayvanlardır. Sağ hayvanları öldürüp rızk yapmak, şerîat-ı fıtriyece haramdır.