Mesnevî-i Nûriye | Şulenin Zeyli | 244
(243-244)
İ’lem Eyyühel-Aziz! Tevhid ile bütün eşyayı, Vâhidi Ehad’e isnad etmediğin takdirde, âlemde bulunan bütün efrâdın mazhar oldukları tecelliyatı İlâhîye adedince ilâhları kabul etmek mecbûriyetindesin. Evet gözünü şemsden yumduğun ve timsalleriyle irtibatını kestiğin zaman timsallerine ma’kes olan şeylerin adedince hakîki şemslerin vücûdunu kabul etmeye mecbûr olursun.
İ’lem Eyyühel-Aziz! Sen ba’zı vecihlerden fenâya gittiğin zaman, Hâlıkı Rahmân-ı Rahîmin ilminde, meşhudunda, ma’lûmunda bâki kalmaklığın senin bekan için kâfidir.
Yâhu, her şeyi sâhibi hakîkisine ver veya ona isnad et. Onun ismiyle al ki rahat edesin. Ve illâ, bu kadar eşyayı vücûda getirip nizam ve intizamlarını te’min edecek o kadar ilâhları kabule muztar kalacaksın.
Dinle
-