Îman ve Küfür | Meyve Risalesi'nden | 223
(215-235)
Cevaben dedim:
— Hayvan gibi olamazsın. Çünki, hayvanın mazi ve müs-takbeli yok. Ne geçmişten elemler ve teessüfler alır ve ne de gelecekten endişeler ve korkular gelir. Lezzetini tam alır. Rahatla yaşar, yatar. Hâlıkına şükreder. Hattâ kesil-mek için yatırılan bir hayvan, birşey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister. Fakat o his dahi gider. O elemden de kurtulur. Demek en büyük bir rahmet, bir şefkat-i İlâhiye, gaybı bildirmemektedir. Ve başa gelen şeyleri setretmektedir. Hususan mâsum hayvanlar hakkın-da daha mükemmeldir.
Fakat ey insan! Senin mâzi ve müstakbelin, akıl cihetiyle bir derece gaybîlikten çıkmasıyla; setr-i gayıptan hayvana gelen istirahatten tamamen mahrumsun. Geçmişten çıkan teessüfler, elîm firaklar ve gelecekten gelen korkular ve endişeler senin cüz'î lezzetini hiçe indirir. Lezzet cihetinde yüz derece hayvandan aşağı düşürür. Mâdem hakikat budur. Ya aklını çıkar at, hayvan ol kurtul veya aklını îmânla başına al. Kur'ân’ı dinle; yüz derece hayvandan ziyâde bu fâni dünyada dahi sâfi lezzetleri kazan! diyerek onu ilzam ettim.
Yine o mütemerrid şahıs döndü, dedi:
— Hiç olmazsa ecnebi dinsizleri gibi yaşarız.
Cevaben dedim:
— Ecnebi dinsizleri gibi de olamazsın. Çünki onlar bir Peygamberi inkâr etse, diğerlerine inanabilirler. Peygam-berleri bilmese de, Allah'a inanabilir. Bunu da bilmezse,   kemalâta medar bazı seciyeleri bulunabilir.
Ses Yok