Şu sûre kat’iyyen ifade ediyor ki: Küre-i Arz, hareket ve zelzelesinde vahy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında depreniyor. Bâzan da titriyor.
[Mânevî ve ehemmiyetli bir canibden, şimdiki zelzele münâsebetiyle altı-yedi cüz’î suale karşı, yine mânevî ihtar yardımıyla cevapları kalbe geldi. Tafsilen yazmak kaç def’a niyet ettimse de izin verilmedi. Yalnız icmâlen kısacık yazılacak.]
Birinci Sual: Bu zelzelenin maddî musibetinden daha elîm mânevî bir musibeti olarak, şu zelzelenin devamından gelen korku ve me’yusiyet, ekser halkın ekser memlekette gece istirahatını selbederek, dehşetli bir azab vermesi nedendir?
Yine mânevî cevap: Şöyle denildi ki: Ramazan-ı Şerifin teravih vaktinde kemâl-i neş’e ve sürur ile sarhoşçasına gayet heveskârane şarkıları ve bâzan kızların sesleriyle, radyo ağzıyla bu mübârek merkez-i İslâmiyyetin her köşesinde câzibedârane işittirilmesi, bu korku azabını netice verdi.
İkinci Sual: Niçin gâvurların memleketlerinde bu semâvî tokat başlarına gelmiyor? Bu bîçare müslümanlara iniyor?