Sözler | Otuzuncu Söz | 549
(535-558)

BİRİNCİ NOKTA: İki Mebhastır.

Birinci Mebhas: Her zerrede -hem harekâtında, hem sükûnetinde- iki güneş gibi iki nur-u Tevhid parlıyor. Çünki: Onuncu Söz’ün Birinci İşaretinde icmâlen ve Yirmiikinci Söz’de tafsîlen isbat edildiği gibi; herbir zerre, eğer memur-u İlâhî olmazsa ve O’nun izni ve tasarrufu ile hareket etmezse ve İlim ve Kudretiyle tahavvül etmezse; o vakit herbir zerrenin nihayetsiz bir ilmi, hadsiz bir kudreti, herşeyi görür bir gözü, herşeye bakar bir yüzü, herşeye geçer bir sözü bulunmak lâzım gelir. Çünki: Anâsırın herbir zerresi, herbir cism-i zîhayatta muntâzaman işler veya işleyebilir. Eşyanın intizâmatı ve kavânîn-i teşekkülâtı birbirine muhaliftir. Onların nizâmatı bilinmezse, işlenilmez; işlenilse de yanlışsız yapılmaz. Halbuki: Yanlışsız yapılıyor. Öyle ise; o hizmet eden zerreler, ya bir ilm-i muhit sahibinin izin ve emriyle ve ilim ve iradesiyle işliyorlar veyahut kendilerinde öyle bir muhit ilim ve kudret bulunmak lâzım geliyor. Evet, havanın herbir zerresi, herbir zîhayatın cismine, herbir çiçeğin herbir meyvesine, herbir yaprağın binasına girip işleyebilir. Halbuki onların teşkilâtları ayrı ayrı tarzdadır, başka başka nizâmatı var. Bir incir meyvesinin fabrikası, faraza çuha makinesi gibi olsa; bir nar meyvesinin fabrikası da şeker makinesi gibi olacaktır ve hâkezâ.. o binaların, o cisimlerin programları birbirinden başkadır. Şimdi şu zerre-i havâiyye, bütün onlara girer veya girebilir ve gayet hakîmane ve üstadane yanlışsız olarak işler, vaziyetler alır. Vazifesi bittikten sonra kalkar gider. İşte müteharrik havanın müteharrik zerresi, ya nebâtata ve hayvanata, hattâ meyvelerine ve çiçeklerine giydirilen sûretlerin, miktarların teşkilâtını, biçimini bilmesi lâzım geldiği..

Dinle
-