Sözler | OtuzBirinci Söz | 561
(559-589)

Bu sırr-ı azîmin “DÖRT ESAS” ı var.

Birincisi: Mi’racın sırr-ı lüzumu nedir?

İkincisi: Hakîkat-ı Mi’rac nedir?

Üçüncüsü: Hikmet-i Mi’rac nedir?

Dördüncüsü: Mi’racın semerat ve faidesi nedir?

BİRİNCİ ESAS

Mi’racın sırr-ı lüzumu:

Meselâ deniliyor ki: “Cenâb-ı Hak

dir. Herşey’e, herşeyden daha yakındır. Cisimden, mekândan münezzehdir. Her veli, kalbi, içinde onunla görüşebilir. Neden dolayı velâyet-i Ahmediyye (A.S.M.) Mi’rac gibi uzun bir seyahatın neticesinden sonra, her velînin kendi kalbinde muvaffak olduğu münâcâta muvaffak oluyor? ”

Elcevap: Şu sırr-ı gamızı “iki temsil” ile fehme takrib ediyoruz. Onikinci Söz’ün Sırr-ı İ’câz-ı Kur’an ve sırr-ı Mi’rac hakkında olan şu iki temsili dinle:

Birinci Temsil: Bir sultanın iki çeşit mükâlemesi, sohbeti, görüşmesi vardır. İki tarzda hitabı, iltifatı vardır. Birisi: Âmî bir raiyetiyle cüz’î bir iş için, hususî bir hacete dair, has bir telefonla sohbet etmektir. Diğeri: Saltanat-ı Uzmâ ünvanı ile ve hilâfet-i kübrâ namıyla ve hâkimiyyet-i âmme haysiyetiyle ve evâmirini etrafa neşir ve teşhir maksadıyla, o işlerle alâkadar bir elçisiyle veya o evâmir ile münasebetdar büyük bir me’muru ile konuşmaktır, sohbet etmektir. Ve haşmetini izhar eden ulvî bir fermanla bir mükâlemedir.

İşte

şu temsil gibi: Şu kâinat Hâlıkının ve Mâlik-ül-Mülk Vel Melekûtun ve Hâkim-i Ezel ve Ebedin iki tarzda mükâlemesi, sohbeti, iltifatı vardır. Birisi: Cüz’î ve has, diğeri: Küllî ve âmm... İşte Mi’rac, Velâyet-i Ahmediyyenin (A.S.M.) bütün velâyâtın fevkinde bir külliyyet, bir ulviyyet sûretinde bir tezâhürüdür ki: Bütün Kâinatın Rabbi ismiyle, bütün mevcûdâtın Hâlıkı ünvânıyla Cenâb-ı Hakk’ın sohbetine ve münâcatına müşerrefiyettir.

İkinci Temsil: Bir adam elindeki bir âyineyi güneşe karşı tutar. O âyine kendi miktarınca bir ışık ve yedi rengi hâvi bir ziyâyı, bir aksi, şemsten alır. Onun nisbetinde güneşle münasebetdar olur, sohbet eder. Ve o ışıklı âyineyi karanlıklı hânesine veya dam altındaki küçük, hususî bağına tevcih etse; güneşin kıymeti nisbetinde değil, belki o âyinenin kabiliyeti miktarınca istifâde edebilir.

Dinle
-