Sözler | Otuzİkinci Söz | 637
(590-652)

Nasılki bir pâdişahın müstakim bir memuru, onun daire-i memleketinde, hem her vilayetin hududlarından sühuletle ve tayyare, gemi, şimendifer gibi sür’atli vasıta-i seyahatle gezer, geçer. Öyle de: Sultan-ı Ezelî’ye îmân ile intisab eden ve amel-i sâlih ile itaat eden bir insân, şu misafirhane-i dünya menzillerinden ve âlem-i berzah ve âlem-i mahşer dairelerinden ve hâkezâ kabirden sonraki bütün âlemlerin geniş hududlarından berk ve burak sür’atinde geçer. Tâ saadet-i ebediyyeyi bulur. Ve şu hakikatı kat’î isbat eder ve asfiya ve evliyaya gösterir.

Hem de Kur’anın hakikatı der ki: “Ey mü’min! Sendeki nihayetsiz muhabbet kabiliyetini, çirkin ve noksan ve şerûr ve sana muzır olan nefs-i emmârene verme. Onu mahbub ve onun hevasını kendine Mâbud ittihaz etme. Belki sendeki o nihayetsiz muhabbet kabiliyetini, nihayetsiz bir muhabbete lâyık, hem nihayetsiz sana ihsan edebilen, hem istikbalde seni nihayetsiz mes’ud eden, hem bütün alâkadar olduğun ve onların saadetleriyle mes’ud olduğun bütün zâtları, ihsanatıyla mes’ud eden, hem nihayetsiz kemâlâtı bulunan ve nihayetsiz derecede kudsî, ulvî, münezzeh, kusursuz, noksansız, zevalsiz cemâl sahibi olan ve bütün Esmâsı, nihayet derecede güzel olan ve her isminde pek çok envar-ı hüsün ve cemâl bulunan ve cennet bütün güzellikleriyle ve ni’metleriyle, O’nun cemâl-i rahmetini ve rahmet-i cemâlini gösteren ve sevimli ve sevilen bütün kâinattaki bütün hüsün ve cemâl ve mehâsin ve kemâlât, O’nun cemâline ve kemâline işaret eden ve delâlet eden ve emâre olan bir zâtı, mahbub ve Mâbud ittihaz et!..”

Hem der: “Ey insân! Onun Esmâ ve sıfâtına ait istidad-ı muhabbetini, sâir bekasız mevcûdâta verme; faidesiz mahlûkata dağıtma. Çünki, âsâr ve mahlûkat fânidirler. Fakat o âsârda ve o masnuatta nakışları, cilveleri görünen Esmâ-i hüsnâ, bâkidirler, daimîdirler. Ve Esmâ ve sıfâtın herbirisinde binler merâtib-i ihsan ve cemâl ve binler tabakat-ı kemâl ve muhabbet var. Sen yalnız Rahmân ismine bak ki: Cennet bir cilvesi ve saadet-i ebediyye, bir lem’ası ve dünyadaki bütün rızk ve ni’met, bir katresidir.”

İşte şu müvazene, ehl-i dalaletle ehl-i îmânın hayat ve vazife cihetindeki mâhiyetlerine işaret eden

Hem netice ve akibetlerine işaret eden

olan âyete dikkat et.

Dinle
-