Mesnevî-i Nûriye | Giriş | 8
(4-9)

Aslı Farisî sonra Türkçe olan Mesnevî-i Şerif gibi o da Arapça bir nevi Mesnevî hükmünde Katre, Hubab, Habbe, Zühre, Zerre, Şemme, Şu’le, Lem’alar, Reşhalar, Lâsiyyemalar ve sâir dersleri ve Türkçede o vakit Nokta ve Lemeat’ı gâyet kısa bir sûrette yazmış; fırsat buldukça da tab’etmiş. Yarım asra yakın o mesleği Risâle-i Nur sûretinde, fakat dahilî nefs ve şeytanla mücadeleye bedel, hariçte muhtaç mütehayyirlere ve dalâlette giden ehl-i felsefeye karşı Risâle-i Nur, geniş ve küllî Mesnevîler hükmüne geçti.

ÜÇÜNCÜ NOKTA: O Yeni Said’in münâzarasiyle, nefis ve şeytanın tam mağlub edilmesi ve susturulması gibi, Risâle-i Nur dahi yaralanmış tâlib-i hakîkatı kısa bir zamanda tedavi ettiği gibi, ehl-i ilhad ve dalâleti de tam ilzam ve iskât ediyor. Demek bu Arabî Mesnevî Mecmûası, Risâle-i Nur’un bir nevi çekirdeği ve fidanlığı hükmündedir. Bu Mecmûanın yalnız dahilî nefis ve şeytanla mücadelesi, nefs-i emmârenin ve şeytan-ı cinnî ve insînin şübehatından tamamiyle kurtarıyor. Ve o ma’lûmat ise, meşhûdat hükmünde ve ilmelyakîn ise, aynelyakîn derecesinde bir itmi’nan ve bir kanaat veriyor.

DÖRDÜNCÜ NOKTA: Eski Said ilm-i hikmet ve ilm-i hakîkatin çok derin mes’eleleriyle meşgul olması ve büyük ulemâlarla derin mes’eleler üzerinde münâzarası ve medresenin yüksek derslerini gören eski talebelerinin fehimlerinin derecesine göre yazması ve Eski Said’in de terakkiyat-ı fikriyye ve kalbiyyesinde, yalnız kendisi anlayacak bir sûrette, gâyet kısa cümlelerle ve gâyet muhtasar bir ifade ile uzun hakîkatlere kısa kelimelerle işâretler nev’inde o mecmûayı yazdığı için, bir kısmını en müdakkik âlimler de zorla anlayabilir. Eğer tam îzah olsa idi, Risâle-i Nur’un mühim bir vazifesini görecekti. Demek o fidanlık Mesnevî, turuk-u hafiyye gibi enfüsî ve dahilî cihetinde çalışmış; kalb ve ruh içinde yol açmaya muvaffak olmuş. Bahçesi olan Risâle-i Nur, hem enfüsî, hem ekseri cihetinde turuk-u cehriyye gibi âfakî ve hâricî dâireye bakıp mârifetullaha geniş ve her yerde yol açmış. Âdeta Musa Aleyhisselâmın asâsı gibi nereye vurmuş ise su çıkarmış...

Dinle
-