Mesnevî-i Nûriye | Lasiyyyemalar | 33
(33-49)
Lasiyyyemalar

(Onuncu Söz’ün bir cihette esası ve Yirmi Sekizinci Söz’ün Arabî ikinci makamıdır.)

Kâinatın bütün zerrâtı müctemian ve münferiden lîsan-ı acz ve fakr ile vücub-u vücûd ve vahdetine şehâdet ettikleri Sâni-i Hakîme hamdler, senâlar, şükürler olsun. Ve kâinatın tılsımını açıp, âyâtını keşf ve beyân eden Resûlü ile âl ü ashabına ve sâir enbiyâ ve mürselîn ihvanına ve ibâd-ı sâlihîne salât ü selâmlar olsun...

Arkadaş! Tabiat ve esbâb, ba’zı insanlara şükür kapısını kapatıp şirk ve küfür kapısını açmıştır. Halbuki, şirkin temeli sayısız muhalâttan kurulmuş olduğundan haberleri yok. O muhalâttan bir taneyi beyân edeyim ki, şirkin ne kadar fenâ bulunduğunu kör gözleriyle görsünler. Şöyle ki:

Şirk sâhibi, cehalet sarhoşluğunu terk ve ilim gözüyle küfrüne baktığı zaman, o küfrü îman ve iz’an edebilmek için, bir zerre-i vâhideye bir ton ağırlığında bir yük yükletmeğe ve her zerrede sayısız matbaaları îcad edip tabiat ve esbâbın eline vermeğe ve bütün masnûatta bütün san’at inceliklerini tabiata ders vermeğe muztar ve mecbûr olur. Zîra hava unsurundan (meselâ) her bir zerre bütün nebatlar, çiçekler, semereler üstünde konup bünyelerinde vazifesini yapmak selâhiyetindedir. Eğer bu zerreler, yaptıkları vazifelerde me’mur olup Cenâb-ı Hakk’ın emir ve irâdesine tâbi oldukları kâfirane inkâr edilirse, o zerre herhangi bir bünyeye girse, o bünyenin bütün cihâzâtını, keyfiyetiyle teşekkülünü bilmesi lâzımdır. Bu bilginin o zerrede bulunmasını ancak o kâfir i’tikâd edebilir.

Dinle
-