Îman ve Küfür | Meyve Risalesi'nden | 228
(215-235)
Meyve Risâlesi'nden

Sekizinci Mes'elenin Bir Hülâsası
Yedinci'de haşri çok makamattan soracaktık. Fakat, Hâlikı-mızın isimleri ile verdiği cevab o derece kuvvetli yakîn ve kanaat verdi ki; daha başka sorgulara ihtiyaç bırakmadığından orada kısa kestik. Şimdi bu mes'elede, Âhiret îmânının, hem Âhiretin saadetine, hem dünya saadetine dair temin ettiği faideler ve neticelerinden yüzden biri hülâsa edilecek. Saadet-i uhreviyeye ait kısmı, Kur’ân-ı Mu'ciz-ül Beyân'ın îzahatı daha hiç bir beyana ihtiyaç bırakmamış. Onu, O’na havale ederek ve saadet-i dünyeviyeye âit kısmı îzah cihetini Risale-i Nur'a bırakıp; yalnız kısa bir hülâsa ile, insanın hayat-ı şahsiye ve hayat-ı içtimaiyesine âit yüzer neticelerinden üç-dört tanesini beyan ederiz.
Birincisi: İnsan, sair hayvanata muhalif olarak, hânesiyle alâkadar olduğu misillü, dünya ile alâkadardır ve akaribiyle münasebetdar olduğu gibi, nev'-i beşer ile de ciddî ve fıtrî münasebetdardır. Ve dünyada muvakkat bekasını arzuladığı gibi, bir dâr-ı ebedî’de bekasını aşk derecesinde arzuluyor. Ve midesinin gıda ihtiyacını temin etmeğe çalıştığı gibi; dünya kadar geniş, belki ebede kadar uzanan sofraları ve gıdaları, akıl ve kalb ve ruh ve insaniyet mideleri için tedarik etmeğe fıtraten mecburdur, çabalıyor. Ve öyle arzuları ve matlabları var ki, ebedî saadetten başka hiçbir şey onları tatmin etmi- yor. Hattâ “Onuncu Söz”de işaret edildiği gibi, bir zaman −küçüklüğümde− hayalimden sordum: “Sana bir milyon sene
Ses Yok