Tılsımlar Mecmuası | Otuzuncu Sözün İkinci Maksadı | 134
(123-134)
ELHASIL: Birinci Söz'de denildiği ve isbat edildiği gibi: Herşey "Bismillâh" der. İşte bütün mevcudat gibi herbir zerre ve zerratın herbir tâifesi ve mahsus herbir cemaati, lisan-ı hâl ile "Bismillâh"der, hareket eder.
Evet, geçmiş üç nokta sırriyle: Herbir zerre, mebde'-i hareketinde lisan-ı hâl ile بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ der. Yâni: "Ben, Allah'ın namiyle, hesabiyle, ismiyle, izniyle, kuvvetiyle hareket ediyorun, " Sonra netice-i hareketinde, herbir masnu' gibi herbir zerre, herbir tâifesi, lisan-ı hâl ile اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ العَالَمِينَ der ki, bir kaside-i medhiyye hükmünde olan san'atlı bir mahlûkun nakşında, kudretin küçük bir kalem ucu hükmünde kendini gösterir. Belki herbiri; mânevî, Rabbânî, muazzam, hadsiz başlı bir fonoğrafın birer pilâğı hükmünde olan masnûların üstünde dönen ve tahmidât-ı Rabbâniyye kasideleriyle o masnuatı konuşturan ve tesbihat-ı İlâhiyye neşîdelerini okutturan birer iğne başı suretinde kendini gösteriyorlar..
دَعْوَيهُمْ فِيهَا سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَتَحِيَّتَهُمْ فِيهَا سَلاَمٌ وَاَخِرُ دَعْوَيهُمْ
اَنِ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَا اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنا اِنَّكَ اَنْتَ العَلِيمُ الحَكِيمُ
رَبَّنَا لا تُزِغْ قُلُوبَناَ بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنا وَهَبْ لَناَ مِن لَدُنكَ رحمَةً اِنَّكَ اَنْتَ الوهَّابُ
اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلاَةً تَكُونُ لَكَ رِضَآءً وَلِحَقِّهِ اَدَآءً وَعَلَى اَلِهِ وَصَحْبِهِ وَاِخْوَانِهِ وَسَلِّمْ وَسَلِّمْنَا وَسَلِّمْ دِينَنَا اَمِينَ يَا رَبَّ الْعَالَمِينَ
***
Ses Yok