Git de tâ Şemsüşşümûs ve Kehkeşan beynindeki câzibenin yanında koy. Yükü bir kar danesi bir melek, şemsi ele almış bir şems-misâl Melek’in yanına getir. İğne kadar bir balığı, balina balığı da yanyana bırak. O Kadîr-i Ezelî-i Zülcelâl
Tecellî-i vâsii, asgardan tâ ekbere itkan-ı mükemmeli birden tasavvura al; Câzibe ve nevamis, vesâil-i pür-seyyal
Gibi örfî emirler; tecelli-i kudrete, tasarruf-u hikmete birer isim olması... Odur yalnız meâl.
Başka meâli olmaz, beraber de bir düşün; bileceksin bizzarure ki: Esbab-ı hakikî, vesâit-i zî-misâl,
Muinler, hem şerikler birer emr-i bâtıldır, birer hayal-i muhal, o kudret nazarında. Hayat vücûda kemâl,
Makamı büyük, mühimdir; buna binaen derim: Küremiz, âlemimiz neden mutî, musahhar olmasın hayvan-misâl.
O Sultan-ı Ezel’in bu tarz hayvan tuyûru kesretle münteşirdir şu meydan-ı fezâda, muhteşem ve pür-cemâl.
Bostan-ı hilkatinde salmış da döndürüyor, onlardaki nağamat, bunlardaki harekât; tesbihattır o akval,
İbadettir o ahvâl, Kadîm-i Lemyezel’e, Hakîm-i Lâyezâl’e. Küremiz hayvana pek benziyor, âsâr-ı hayat gösteriyor. Eğer yumurta kadar küçülse bilfarzılmuhal,
Minimini bir hayvan olması pek muhtemel. Yuvarlak bir huveyne, küre kadar büyüse, o da böyle olması pek karib bir ihtimal.
Âlemimiz insân kadar küçülse; yıldızları, zerreler sûretine dönerse, bir zîşuur hayvana dönmesi câiz olur, akıl da bulur mecâl.
Demek âlem erkânlarıyla birer âbid-i müsebbih, birer muti’ musahhar Hâlık-ı Lemyezel’e, Kadîr-i Lâyezâl’e.
Kemmen büyük olması, keyfen büyük olması her vakit lâzım gelmez; zira daha cezâletlidir saat-ı hardal-misâl,
Bir saattan ki timsâli Ayasofya kadardır. Bir sineğin hilkati hayret-fezâdır filden, o mahlûk-û bîfasal.
Ger kalem-i kudretle bir cüz-ü ferd üstüne esîrin cevâhir-i ferdiyle yazılsa bir Kur’an ki, sıgar-ı sahife nisbeti, bir kibr-i san’at-meal
Sahife-i semâda yıldızlarla yazılan bir Kur’an-ı Kerîm’e; cezâletle müsâvi. Nakkaş-ı Ezelî’nin san’atı her tarafta pürcemâl ve pürkemâl.
Her tarafta böyledir. Derece-i kemâlde kalemdeki ittihad, tevhidi ilân eder. Bu kelâm-ı pür-meâl; iyi bir dikkate al!