Mesnevî-i Nûriye | Zeylül Habbe | 136
(134-142)

Meselâ: Enva’-ı cevâhiri hâvi zînetli ve kıymetli bir defineyi keşfetmek için birkaç adam denizin dibine dalarlar. Denizin dibinde araştırma yaparken birisinin eline uzunca bir parça elmas geçer. Definenin müştemilâtını tamamen bu gibi elmaslardan ibaret olduğunu hükmeder. Sonra arkadaşlarından başka çeşit cevherin bahsini işittiğinde onların bulundukları cevâhirin kendi bulduğu elmasın nakışları olduklarını tahayyül eder. Diğeri kürevî bir yâkutu bulur. Öteki arkadaşı da başka bir çeşidini buluyor. Ve hâkezâ her birisi definenin esas müştemilâtı kendi bulduğu çeşidden ibaret olduğunu ve arkadaşlarının buldukları çeşitler de definenin zevaid ve teferruatından olduğunu i’tikâd eder. Mes’ele bu şekle girmekle müvâzene kayıp ve tenâsüb zâil olur. Sonra mes’elenin hakîkatını keşf ve îzah için te’vilat ve tekellüfata başlarlar. Hatta definenin inkârına bile zehab eden olur.

Evet; sünnet-i seniyye ile müvâzene yapılmazdan evvel, hemen meşhudatına i’timad eden İşrakiyyun ile mutasavvifenin eserlerini teemmül eden zâtlar, şu söylediğime hak verir. Bilâtereddüd kabul ederler.

Arkadaş! Kur’ân da o defineyi keşfetmek için o denize dalmıştır. Fakat Kur’ânın gözü açık olduğundan, defineyi tamamiyle ihâta ile görmüştür. Ve hakîkata uygun bir tarzda tenâsüb ve müvâzeneye riâyet ederek kemâl-i intizam ve ıttırad ile hakîkatı izhar etmiştir.

Arkadaş! Nev’-i beşerde envâen dalâlete düşen fırkaların sebeb-i dalâletleri, imâmlarının kusurudur. Evet imâmları bâtından bahsetmişlerse de, meşhudatlarına i’timad ve iktifa ederek esnâ-i tarikten dönmüşlerdir. Ve

kavline mâsadak olmuşlardır.

İ’lem Eyyühel-Aziz! Cenâb-ı Hak seni ademden vücûda ve vücûdun pek çok eşkal ve vaziyetlerinden en yükseği müslim sıfatiyle insan sûretine getirmiştir. Mebde-i hareketin ile son aldığın sûret arasında müteaddit vaziyetlerin, menzillerin ve etvar ve ahvâlin herbirisi sana âid ni’metler defterine kaydedilmiştir. Bu i’tibârla, senin geçirmiş olduğun zaman şeridine elmas gibi ni’metler dizilmiş, tam bir gerdanlık veya ni’metlerin enva’ına bir fihriste şeklini veriyor.

Dinle
-