Mesnevî-i Nûriye | Zeylül Zeyl | 144
(143-148)

3— Kârgir kemerlerin taşları gibi, herbir zerrenin arkadaşlarına hem hâkim, hem mahkûm olması lâzım gelir. Ve keza, her birisi, ötekilere hem zıt, hem misil, hem mutlak, hem mukayyed olması lâzımdır.

İkinci Kelimenin muhalâtı:

1— İnsanın me’hazi, yâni insanı teşkil eden maddeler eczahânelerde bulunan ağızları mühürlü, ayrı ayrı, çeşit çeşit mütebâyin ilâçlar gibi maddelerdir. Hiç kimsenin eli dokunmaksızın ihtiyaç nisbetinde kemâl-i intizam ve müvâzene ile o ilâçların şişelerden kendi kendine çıkıp hayatî bir mâcun vaziyetine gelmesi mümkün ise, insanın da Sânisiz esbâb ve mevadd-ı câmideden sudûru mümkündür diyebilir.

2— Bir şeyin kemâl-i intizam ile gayr-i mahdud, kör, sağır, câmid, şuursuz esbâbdan sudûrunun muhaliyeti nisbetinde Sânisiz insanın da o maddelerden yapılması muhaldir. Maahaza, maddî esbâbın yalnız zâhire taallûku vardır. Bâtındaki lâtif, ince, garîb nakışlara, san’atlara nüfuzu yoktur.

3— O kelimenin iktizâsına göre kemâl-i ittifak ve intizam ile ihtiyâcat nisbetinde gayr-i mahsur esbâbın bir cüzde, bir hüceyrede içtimaları lâzım gelir. Bu içtimâ, âlemin eczâ ve erkânının azametiyle beraber senin elinin içine girip içtimâ etmeleri demektir.

Çünkü insanın ustası esbâb olduğu takdirde, âlemin bütün ecza ve erkânı insanla alâkadar olduğuna nazaran, insanın yapılışında âmil ve usta olmaları lâzım gelir. Bir usta yaptığı şeyin içerisinde bulunduktan sonra yapar. O halde, insanın bir hüceyresinde âlemin eczâsı ictima edebilir. Bu öyle bir muhaldir ki, muhallerin en mümteniidir.

Üçüncü kelimenin muhal ve butlanı ise:

Evet tabiatın iki ciheti vardır. Biri zâhiridir ki, ehl-i gaflet ve dalâletçe hakîkat zannedilmiştir. Diğeri bâtınıdır ki, san’at-ı İlâhîye ve sıbğa-i rahmâniyedir. Tabiata ilâveten iddia edilen kuvvet ise, Hâlık-ı Hakîm-i Alîm’in cilve-i kudretidir. Ehl-i gafletin Sâni olarak telâkki ettikleri tabiata, cenah olarak yapıştırdıkları kör tesâdüf ve ittifak ise, dalâletten neş’et eden ıztırar neticesinde şeytanların ihtira ettikleri hezeyanlardır.

Dinle
-