Mesnevî-i Nûriye | Zeylül Zeyl | 147
(143-148)

İ’lem Eyyühel-Aziz! Tefekkür, gafleti izâle eder. Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, husûsi ahvâlinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilât ile tedkikat yap. Fakat âfâkî, hâricî, umûmî ahvâlâta teemmül ettiğin vakit, sathî, icmâlî düşün, tafsilâta geçme. Çünkü icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilâtında yoktur. Hem de âfakî tefekkür, dipsiz denize benziyor, sâhili yoktur. İçine dalma boğulursun.

Arkadaş! Nefsî tefekkürde tafsilâtlı, âfakî tefekkürde ise icmâlî yaparsan, vahdete takarrüb edersin. Aksini yaptığın takdirde kesret fikrini dağıtır. Evham seni havalandırır, enâniyetin kalınlaşır. Gafletin kuvvet bulur, tabiata kalbeder. İşte dalâlete îsâl eden kesret yolu budur.

İ’lem Eyyühel-Aziz! İnsan ne kadar cahil ve gâfildir. Ne kadar yolunu şaşırmış, nefsine zarar veriyor. Dokuz vecihle menfaatı muhakkak, yalnız bir vecihle zararı mevhum olan büyük bir hayr-ı azîmi terk, dalâleti irtikâb eder. Evet sofestaînin bir şübhesi için, binlerce menfaat delilleri olan hidâyeti terkediyor.

Halbuki insan çok vehham, ihtiyatlı olduğuna nazaran, dünyevî bir işde onda bir zarar ihtimali varsa içtinâb eder. Âhiret işi olursa, onda dokuz zarar ihtimali olduğu halde, içtinâb etmez. İşte cehalet bu kadar olur.

İ’lem Eyyühel-Aziz! Rûh-u insanî gayr-i mütenâhi ihtiyaçlara giriftar, gayr-i mütenâhi elemlere mahaldir. Gayr-i mahsur lezzetlere iştihalıdır. Gayr-i mahdud âmâli beslemektedir. Hatta kalbin dalâletiyle beraber ruhdan fışkıran şefkat, gayr-i mütenâhi elemleri tazammun ediyor. Binâenaleyh, “Ben neyim? Ne kıymetim var ki, benim için kıyamet kopsun, mîzan vaz’edilsin, hesab görülsün?” demeye hakkın yoktur.

Ey kemâl-i gurur ile dalâlet kürsüsünde oturan! Hayatına mağrur olma. Zîra o hayat, bir mugalâta ile kaimdir. Şöyle ki: O kürsüde oturan dâll, zevâl ve fenânın dehşetini düşünüp korktuğu zaman saadet-i ebediye ihtimaline kaçar, tekâlif-i dîniyenin terkinde de âhiretin olmıyacağı ihtimaline kaçar. Bu mağlata ile her iki elemden kurtuluyor. Lâkin, kısa bir zamanda düğüm açılır, hakîkat ortaya çıkar. Ne birinci ihtimal elemini izâle eder ve ne de ikinci ihtimal yükünü tahfif eder.

Dinle
-