Mesnevî-i Nûriye | Zühre | 151
(149-179)

Hariçteki hakîki hâne, şehir ve bahçenin devam ve bekası sana fâide vermez. Çünkü senin elindeki âyinedeki hâne ve sana âid şehir ve bahçe, yalnız âyinenin sana verdiği mikyas ve mîzan iledir. Senin hayatın ve ömrün, âyinedir. Senin dünyanın direği ve âyinesi ve merkezi, senin ömrün ve hayatındır. Her dakikada o hâne ve şehir ve bahçenin ölmesi mümkün ve harab olması muhtemel olduğundan, her dakika senin başına yıkılacak ve senin kıyametin kopacak bir vaziyettedir. Mâdem öyledir, sen bu hayatına ve dünyana, çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme!..

DÖRDÜNCÜ NOTA: Bil ki: Ekseriyetle Fâtır-ı Hakîm’in âdetidir; ehemmiyetli ve kıymetdar şeyleri ayniyle iâde ediyor. Yâni, ekser eşyânın misliyle tazelenmesi, mevsimlerin tebeddülünde, asırların değişmesinde o kıymetdar ehemmiyetli şeyleri ayniyle iâde ediyor. Yevmî ve senevî ve asrî haşirlerin umumunda, şu kâide-i âdetullah ekseriyetle muttarid görünüyor.

İşte bu sâbit kâideye binâen deriz: Mâdem fünunun ittifakiyle ve ulûmun şehâdetiyle, hilkat şeceresinin en mükemmel meyvesi insandır. Ve mahlûkat içinde en ehemmiyetli insandır. Ve mevcûdât içinde en kıymetdar insandır. Ve insanın bir ferdi, sâir hayvânâtın bir nev’i hükmündedir. Elbette kat’i bir hads ile hükmedilir ki: Haşir ve neşr-i ekberde beşerin herbir ferdi ayniyle, cismiyle, ismiyle, resmiyle iâde edilecektir.

BEŞİNCİ NOTA: Şu notada Avrupa fünûnu ve medeniyeti, Eski Said’in fikrinde bir derece yerleştiği için, Yeni Said harekât-ı fikriyede seyrettiği zaman, Avrupa’nın fünûn ve medeniyeti, o seyahat-ı kalbiyede emrâz-ı kalbiyeye inkılâb ederek ziyâde müşkilâta medâr olduğundan, bilmecbûriye Yeni Said zihnini silkeleyip, müzahraf felsefeyi ve sefih medeniyeti atmak isterken; kendi ruhunda Avrupa’nın lehinde şehâdet eden hissiyat-ı nefsâniyeyi susturmak için, Avrupa’nın şahs-ı ma’nevîsi ile bir cihette gâyet kısa, bir cihette uzun, gelecek muhavereye mecbûr olmuştur.

Yanlış anlaşılmasın, Avrupa ikidir:

Birisi: İsevînin din-i hakîkiden ve İslâmiyetten aldığı feyz ile hayat-ı içtimâîye-i beşeriyeye nâfi’ san’atları ve adâlet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları ta’kib eden Avrupa’ya hitab etmiyorum.

Dinle
-